Dünyada yükseköğretim kurumları ve öğrenci sayılarında belirgin artışlar başlayınca ve büyüyen yükseköğretim sisteminin finansmanında sıkıntılar baş gösterince, karar alıcılar kalite güvencesine daha fazla önem vermeye başlamışlardır. Kalite güvencesinin özellikle Avrupa yükseköğretiminde öne çıkması, Türkiye gibi gelişmekte olan bazı ülkelerde yeterli ve yerel analizler yapılmaksızın kalite güvencesi sistemlerini ithal etmeye yönlendirmiştir. Kalitenin anlayış olarak gelişmediği ve kültürel bir pratiğe dönüşmediği ortamlarda, dışarıdan zorlamalarla kalite güvencesinin sağlanması mümkün görünmemektedir. Dünyada kalite güvencesi konusunda karşımıza çıkan en yaygın yaklaşım, yükseköğretim kurumunun bizatihi kendisinin kaliteden sorumlu olmasıdır. Bunun yanında kullanılan dış kalite güvencesi prosedürleri, birtakım bürokratik değerlendirmelere değil, akran/meslektaş değerlendirmelerine dayalıdır. Ayrıca, kalite güvencesinden sorumlu birtakım merkezî kuruluş ve ajansların, yükseköğretim kurumlarının özerkliklerini kısıtlayan bazı bürokratik düzenlemeleri dünyada da tartışma konusudur. Türkiye’deki yükseköğretim sisteminin mevcut merkeziyetçi yapısı, toplumsal talepleri karşılamadaki tarihsel performansı ve yükseköğretimdeki okullaşma oranları dikkate alınmadan, üniversiteler üzerinde yaptırımları olan bir kalite güvence mekanizmasının kurulması, Türkiye’de yükseköğretim kurumlarının zaten sorunlu olan özerkliklerini tehdit etme ve bu kurumlar için ekstra bir bürokratik külfet olma riski taşımaktadır. Bu çalışmada, yükseköğretimde kalitenin artırılması ve kalite güvencesi konusunda izlenmesi gereken politikalar, Yükseköğretim Kurulu, hükümet ve üniversiteler çerçevesinde ele alınmıştır
As the number of students and higher education institutions in the world increases and there is a growing difficulty in financing the higher education systems, decision-makers have begun to show more interest in quality assurance. As quality assurance is given special attention in European countries, developing countries such as Turkey are interested in importing quality assurance systems. It is not possible to set quality assurance without sensitivity toward quality and without having quality as a cultural practice. The most likely encountered quality assurance approach in the world is that the higher education institution itself is responsible for its quality. In addition, external quality assurance procedures used are based on academic peer review rather than on bureaucratic evaluations. Moreover, there is a lively debate across the world regarding the bureaucratic regulations of the quality assurance agencies and institutions that restrict the autonomy of higher education institutions. Without taking into consideration of the existing centralized structure of the higher education system in Turkey, of meeting social demands for the higher education, and of current higher education enrollment rates, the possible establishment of a quality assurance mechanism that may have sanctions on universities in Turkey is a threat to already limited autonomy of universities and is having a risk of additional bureaucratic burden. By laying out the roles and responsibilities of Turkish Council of Higher Education, the government and universities, this article discusses policies that should be adopted regarding the quality assurance
Higher education Quality assurance Turkish Council of Higher Education
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Sayı: 2 |