Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin sosyal kaygı düzeylerinin, toplumsal cinsiyet algıları ve bilişsel çarpıtmaları açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Atatürk Üniversitesi, 2017-2018 eğitim öğretim yılında yedi farklı fakültede öğrenim görmüş, 1053 öğrenci çalışma grubunu oluşturmaktadır. Araştırmada kullanılan ‘Kişisel Bilgi Formu’ katılımcıların cinsiyet, fakülte, sınıf, en uzun süre ikamet edilen yer ve karşı cinsten yakın bir ilişkinin olup olmadığını belirlemeyi amaçlayan demografik bilgileri içermektedir. Öğrencilerin ‘Sosyal Kaygı Ölçeği’ sosyal kaygı düzeylerini belirlemek için; ‘Toplumsal Cinsiyet Rolleri Tutum Ölçeği’ toplumsal cinsiyet algılarını belirleyebilmek için ve ‘İlişkilerle İlgili Bilişsel Çarpıtmalar Ölçeği’ ise bilişsel çarpıtmalarını ölçebilmek amacı ile kullanılmıştır. Veriler, SPSS programında betimsel analizler, bağımsız örneklemler için t-testi, tek yönlü varyans analizi, Pearson korelasyon analizi ve çoklu regresyon analizi ile değerlendirilmiştir. Değerlendirmeler sonucunda, sosyal kaygı ile bilişsel çarpıtmalar arasında pozitif yönde, sosyal kaygı ile toplumsal cinsiyete dair eşitlikçilik algısı arasında ise negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Sosyal kaygının % 25.4 düzeyinde bilişsel çarpıtmalar, % 2.4 düzeyinde ise toplumsal cinsiyet algıları tarafından yordandığı bulgusuna erişilmiş ve sonuçlar literatür varlığında değerlendirilerek, gelecekte yapilacak çalışmalara yönelik öneriler sunulmuştur
The aim of this study was to examine the social anxiety levels of college students in terms of their gender perceptions and cognitive distortions. In this study, the correlational survey model was applied. The data were collected from 1053 undergraduates who were studying at seven different faculties of Ataturk University during the 2017-2018 academic year. In order to collect the data, one form and three different scales were used. First, a Personal Information Form was used to obtain the demographic information of participants, which questioned the gender, the faculty, and the class of the students, the place of residence for the most extended period of time, and the existence of a close relationship. Second, the Social Anxiety Scale was used to determine students’ social anxiety levels. Third, the Gender Roles Attitude Scale was used to determine gender perceptions. And finally, the Interpersonal Cognitive Distortions Scale was used to measure the cognitive distortions of students. SPSS software was used to analyse the data. In the analyses, independent samples t-test, oneway ANOVA, Pearson correlation analysis, and multiple regression analysis were applied.The analysis results showed that there was a significant positive correlation between the cognitive distortions and the social anxiety levels of the students. There was a significant negative correlation between equality perceptions regarding gender and social anxiety. In this study, cognitive distortions were found to predict 25.4% of the social anxiety and 2.4% of the gender perceptions of the students. Obtained results were discussed in the findings section of the thesis by means of related literature. Some suggestions were offered for future studies
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 2 |