Qāsim al-Qaysī (1876-1955) served as a mudarris, qāḍī and muftī in Iraq, and he was a member of Regulatory and Scholarly Boards, along with Boards of Appeals. At the time of his death, he was a scholar, a man of wisdom and a statesman, who was an honorary preacher in the Qādirī sect, in addition to being the mufti of Baghdād. Qaysī noted that he prepared the work titled Tārīkh al-tafsīr, which is the focus of the present study, as a textbook for his students, among whom are well-known scholars of our country as well. The content of the work is organized into three sections: the history of tafsīr, the science of the Qur’ān, his works, and the presentation of some important tafsīrs. It is apparent from what the author of the work states and and the content of the work that this work is a “textbook,” similar to the “Tafsīr Methodology and History” taught in the current theology faculties of our country. In his work, Qaysī elaborates on the types of tafsīrs, the reasons for the differences between the commentaries and the periods of the history of tafsīr. He goes on to provide information about the science of the Qur’ān and tafsīr, along with his own works. He also introduces some works of tafsīrs written and taught in madrasas, up to the period in which he lived. The present study aims to examine this work of Qaysī and to evaluate it in terms of the literature on tafsīr history.
The studies on the history of tafsīr can be traced back to Jalāluddīn al-Suyūṭī (911/1505) and his work Ṭabaqāt al-mufassirīn. Qaysī's work “Tārīkh al-tafsīr was also written according to al-Suyūṭī's classification provided in his work, and it includes an introduction to tafsīr history, the sciences of the Qur’ān and some major works of tafsīrs, written until his time. It is known that this format which combines uṣūl (methodology) and history knowledge in the science of tafsīr is accepted and used in the tafsīr books written for higher religious education in today's Islamic world. Qaysī addresses tafsīrs and mufassirs in 14 hijrī centuries under the title of Ṭabaqāt al-mufassirīn, beginning with the companions of Muḥammad, up until his own time, in 14 periods. He doesn’t classify the nineteen tafsīrs that he introduces at the end of his book into periods, methods and/or schools. He provides information about these tafsīrs, such as their titles, authors, volumes, methods, the works of tafsīr that they influenced and were influenced by, their prevalence, annotations and commentaries (if any), ways of using narrations, and the views of various scholars on these works. He also offers his positive or negative evaluations about them. Although Qaysī included Islamic jurisprudential, mystical, philosophical and scientific tafsīrs in Tārīkh al-tafsīr, he does not classify these tafsīrs that he introduces in the last part, according to schools, probably because he mentions them periodically earlier.
Qāsim al-Qaysī also briefly addresses the types of tafsīr and the reasons for the differences in perspectives among the mufassirs in Tārīkh al-tafsīr; he also briefly explains the concepts tafsīr, taʾwīl and tafsīr history. However, he includes neither the term translation, which has been commonplace probably since Zurqānī (1367/1948), nor the issue of the translation of the Qur’ān, which can be considered as a kind of tafsīr. Given that the issue of translation is both a form of tafsīr and a modern issue, discussed during the time when Qaysī lived, the author’s not touching upon the translation of the Qur’ān can be considered as a shortcoming.
It is not possible to find methodical information about the literature on tafsīr history in the studies that have been carried out on this issue so far. Some independent studies on the history of tafsīr and its problems have recently addressed this problem. It is clear that this should be considered in future studies on the history of tafsīr, and such works should also include information on the tafsīr history literature, so that related shortcomings should be eliminated.
Tafsīr Tārīkh al-tafsīr Uṣūl al-tafsīr The Qur’ān Qāsim al-Qaysī
Kâsım el-Kaysî (1876-1955), Irak’ta müderris, kadı ve müftü olarak görev yapmış; Düzenleme, İlim ve Temyîz Kurulları üyeliklerinde bulunmuştur. Vefât ettiğinde Bağdat müftülüğünün yanı sıra Kadirî tarikatinin fahrî vaizliğini yürütmekte olan bir ilim, irfân ve devlet adamıdır. Kaysî, çalışmamızın konusunu oluşturan Târîhu’t-tefsîr adlı bu eserini, aralarında ülkemizin tanınmış âlimlerinden de olan talebeleri için ders kitabı olarak hazırladığını belirtmektedir. Eserin içeriğini üç ana başlıkta toplamak mümkündür: Tefsir Tarihi, Ulûmu’l-Kur’ân ile Eserleri ve Tefsir Tarihinde Yazılmış Bazı Önemli Tefsirlerin Tanıtımı. Bu durumda müellifin yukarıda aktardığımız ifadesi ve eserin içeriği göz önüne alındığında, eserin bugün ülkemiz İlahiyat Fakülteleri’nde okutulan “Tefsir Usulü ve Tarihi” dersi formatına uygun bir “ders kitabı” olduğu söylenebilir. Kaysî, eserde tefsir çeşitleri, müfessirler arasındaki yorum farklılıklarının sebepleri ve tefsir tarihinin dönemlerini inceledikten sonra Kur’ân ve tefsir ilimleri ile eserlerine dair malûmât vermiş, ayrıca yaşadığı döneme kadar yazılmış ve medreselerde okutulmakta olan bazı tefsirleri de tanıtmıştır. Çalışmamız, Kaysî’nin bu eserini incelemek ve tefsir tarihi yazını açısından değerlendirmek amacını taşımaktadır.
Tefsir Tarihi yazınının, Celâlüddîn es-Süyûtî (911/1505) ve onun Tabakâtü’l-müfessirîn adlı eseri ile başladığı söylenebilir. Kaysî’nin Târîhu’t-tefsîr adlı eseri de Süyûtî’nin bu eserdeki tasnifine göre yazılmış olup Tefsir Tarihi, Ulûmu’l-Kur’ân ile eserleri ve tefsir tarihinde yazılmış bazı önemli tefsirlerin tanıtımını içermektedir. Tefsir ilminde usûl ile tarih bilgisini birleştiren bu formatın, günümüz İslâm dünyasında yüksek dinî öğretime dönük yazılan tefsir kitaplarında kabul gördüğü ve uygulandığı bilinmektedir. Kaysî, tefsirleri ve müfessirleri Tabakâtü’l-müfessirîn başlığı altında, Sahabe’den başlayarak yaşadığı zamana kadar, toplam 14 hicrî asrı 14 tabaka/dönem şeklinde ele alır. Kitabının sonunda tanıttığı on dokuz tefsiri dönem, yöntem ve(ya) ekol olarak bir tasnife tâbi tutmaz. O, ele aldığı bu tefsirlerin; adı, müellifi, hacmi, yöntemi, etkilendiği ve etkilediği tefsirler, yaygınlığı, -varsa- hâşiye ve şerhleri, rivayetleri kullanma biçimleri, çeşitli âlimlerin o eser hakkındaki görüşlerine dair bilgiler verir; kendisi de olumlu-olumsuz değerlendirmelerde bulunur. Kaysî, Târîhu’t-tefsîr’de fıkhî, tasavvufî, felsefî ve ilmî tefsirlere yer vermekle birlikte, muhtemelen dönemsel olarak daha önce zikrettiği için, son kısımda tanıttığı bu tefsirleri ekollere göre tasnife tâbi tutmamıştır.
Kâsım el-Kaysî, Târîhu’t-tefsîr’de ayrıca kısaca tefsir çeşitleri ile müfessirler arasındaki görüş ayrılıklarının sebeplerini incelemiş; tefsir, te’vîl ve tefsir tarihi kavramlarını kısaca açıklamıştır. Ancak muhtemelen Zürkânî’den (1367/1948) beri günümüzde mu’tâd olan tercüme kavramına ve bir nevi tefsir olarak kabul edilebilecek Kur’ân’ın tercümesi meselesine yer vermemiştir. Tercüme konusunun hem bir tefsir biçimi hem modern ve Kaysî’nin yaşadığı dönemde tartışılan bir konu olduğu düşünülürse, müellifimizin Kur’ân’ın tercümesi meselesine değinmemiş olması bir eksiklik olarak telakkî edilebilir.
Günümüze kadar yapılan tefsir tarihi çalışmalarında, tefsir tarihi yazını hakkında derli toplu bilgiler bulmak mümkün değildir. Bu sorun, tefsir tarihi yazını ve problemleri üzerine yazılan müstakil çalışmalarla son dönemde giderilmeye çalışılmıştır. Bize göre bundan sonra yapılacak tefsir tarihi çalışmalarında bu durum göz önünde bulundurulmalı ve ilgili eksiklik giderilerek, bu tür eserlerde tefsir tarihi yazınına ait bilgilere de yer verilmelidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 8 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 46 |