Hz. Peygamber (s.a.v.), Kur'ân-ı Kerîm'de de açıklandığı gibi, şahit, müjdeleyici, uyarıcı ve Allah'a davet edici olarak bütün insanlığa gönderilmiştir. O, âlemlere rahmet, büyük bir ahlak üzerine ve Allah'ı ve ahiret gününü umanlar için güzel bir örnektir. Onun bu güzel örnekliği her hususta olduğu gibi tebliğdeki metodunda da açıkça görülmektedir. Nitekim o insanları rahmet ve cennete teşvik, azap ve cehennemden ta’zîr için ifrat ve tefritten uzak; orta yollu bir tebliğ metodunu benimsemiştir. Tebliğ vazifesini yaparken hadislerinde teşvik ve sakındırma için bir takım kalıp ifadeler kullanmıştır. Bunlardan “leyse minnâ” (bizden değildir), “iyyâküm” (sakın ha!) gibi ifadeleri, insanları ahirette sıkıntıya sokacak, hem Yaratanın hem de yaratılanların nazarında kişiyi küçük düşürecek işlerden sakındırmak için kullanmıştır. Öte yandan “hıyâruküm, hayruküm” (en hayırlınız), “efdalüküm” (en üstününüz) şeklindeki ifadeleri ise övülen işlere teşvik için kullanmıştır. Biz de bu çalışmada Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ümmetini nelere teşvik ettiğini tespit amacıyla, bir tebliğ metodu olarak kullandığı ve kaynaklarda aynı kökten “Hıyâruküm”, “Hayruküm” ve “Ehyaruküm” şeklinde üç farklı kalıpla geçen “en hayırlınız” manasına gelen kelimeleri muhtevi dokuz tane hadisi bir araya getirdik. Bu hadislerin konu olarak hangi hususları kapsamına aldığını, fıkhü’l-hadis bağlamında inceleyerek onlardan çıkarılan hükümlerin neler olduğunu tespit etmeye çalıştık. Dolayısıyla bu çalışma hem belirli kalıp ifadelerin hangi konularda kullanıldığını tespit etmeye hem de o hadislerden Peygamber’in (s.a.v.) gayesini anlamaya yöneliktir. Çalışmada konu başlığı olarak öncelikle Buhârî’nin Sahih’inde geçen lafızları kullandık. Konuyla ilgili hadisleri Buhârî’de bulamadığımızda Kütüb’ü-Sitte’nin diğer eserlerinde; sırasıyla Müslim (öl. 261/875), Ebû Dâvûd (öl. 275/889), Tirmizî (öl. 279/892), Nesâî (öl. 303/915) ve İbn Mâce (öl. 273/887)’de geçen lafızları dikkate aldık. Hadislerin açıklamalarında ise diğer hadis kaynakları ve şerhlerine başvurduk. Fıkhü’l-Hadîsle ilgili yerlerinde fıkıh usulü ve fıkıh kitaplarına müracaat ettik. Konu başlıklarının tespiti ve Hadislerin sıralamasında ise teşvik ettiği konuları dikkate alarak sıralamaya gayret gösterdik. Araştırma neticesinde tebliğde teşvik için kullanılan “en hayırlınız…” kalıbında gelen hadislerin konularının şunlar olduğunu tespit edilmiştir. 1- İnsana nesebinin bir üstünlük kazandırmadığı ve dolayısıyla nesebiyle övünmenin uygun bir davranış olmadığı, hayırlı ve üstün olmak için İslam’ın hükümlerini öğrenmek ve Allah’ın övgüsüne mazhar olmanın gerekliliği. 2- Kur’ân-ı öğrenmek, öğretmek ve yaşama gayretinde olmanın kişiyi hayırlılar kategorisine dâhil ettiği. 3- Mizanda en ağır gelecek şeyin güzel ahlak olduğu. 4- Allah’ın emaneti olan hanımlara karşı güzel davranmak ve onlarla güzel geçinmenin fazilet ve üstünlük göstergesi olduğu. 5- İnsanlar arasında karşılıklı merhamet ve güvenin neticesi olan borç almak ve ödemekle alakalı hükümler. 6- Bir kimsenin Mümin kardeşine karşı her zaman olması gereken merhamet ve yumuşaklığı namaz safında da muhafaza etmesinin onun hayırlı olduğunun alameti olması. 7- Müminin her zaman hayrı umulan ve şerrinden emin olunan kişiler olmaya çalışması. 8- Allah katında değerli kişilerle aynı asırda yaşamanın ve onlarla aynı yolda olmanın olumlu etkisi. 9- Hayırlı olmayı isteyenin Allah’ı hatırlatan dost olması ya da edinmesinin lüzumu. Netice olarak “en hayırlınız…” kalıbıyla teşvik için gelen bütün hadislerin güzel ahlakı vurguladığını söyleyebiliriz.
As revealed in the Holy Qur’ān, Prophet Muhammad was sent to all mankind as a witness, a bearer of glad tidings, a warner, and an inviter to Allah. He is a mercy for the worlds, a man of great morals, and a good example for those who believe in Allah and the Doomsday. This is evident in his method of tablīgh, along with in everything else he did. He adopted a moderate method of tablīgh, far from extremism to invite people to God’s mercy and paradise and to warn them against torment and hell. In his hadīths, the Prophet used various phrases to encourage people to perform certain deeds or discourage them from doing others. On the one hand, he used expressions such as “laysa minna” (The one who does… is not one of us.) and “iyyākum” (beware!) to discourage deeds that would put people in trouble in the Hereafter and humiliate them in the eyes of both the Creator and creatures. On the other hand, he used expressions such as “khiyarukum, khayrukum” (the best of you) and “afdalikum” (the most virtuous of you) to encourage praiseworthy deeds. To determine what the Prophet encouraged his ummah to do, this study examined nine hadīths containing the expressions “the best of you”, which the Prophet used as a method of tablīgh and which are mentioned in the sources with three different phrases from the same root: “khiyarukum”, “khiyarukum” and “ahyarukum”. The study investigated which issues these hadīths address and what rulings are derived from them by examining them based on fiqh al-hadīth. Therefore, this study not only aimed to determine the subjects in which certain phrases are used but also aimed to understand what the Prophet meant by those hadīths. To this end, the author first used the phrases in al-Bukhārī's Sahih as the subject headings. When he failed to find the relevant hadīths in al-Bukhārī, he examined the expressions in other works of al-Kutub al-Sitta; Muslim (d. 261/875), Abū Dāwūd (d. 275/889), al-Tirmidhī (d. 279/892), al-Nasa’i (d. 303/915) and Ibn Māja (d. 273/887), respectively. In the explanations of the hadīths, the author consulted other hadīth sources and commentaries. In the places related to fiqh al-hadīth, he used the books of fiqh methodology and fiqh. To determine subject headings and to classify the hadīths, the author considered the subjects they addressed. The results of the present study revealed that the subjects of the hadīths that included the phrase “the best of you...” used for encouragement in tablīgh are as follows: 1. One’s lineage does not give them superiority, and therefore it is not appropriate to boast of it, and in order to be good and superior, it is necessary to learn the rulings of Islam and to be praised by Allah. 2. Learning the Qur’ān, teaching it, and endeavouring to live according to its rulings make one a righteous person. 3. What will weigh the heaviest in the Balance (Meezan) is good morals. 4. Behaving well towards one’s wives, who are a trust (Amana) from Allah and getting along well with them are a sign of virtue and superiority. 5. Rulings on borrowing and repaying debt due to mutual compassion and trust between people. 6. One’s being merciful and kind not only towards their fellow believers at all times but also during prayer (salāt) is an indication of their goodness. 7. The believer should always strive to be a person whose goodness is taken for granted and whose bad deeds one feels safe against. 8. The positive impact of living in the same century and being on the same path with people who are virtuous in the sight of Allah. 9. For a person who wants to be good, the necessity of having or acquiring friends who remind him of Allah. In conclusion, all hadīths that include the phrase “the best of you...” and are intended for encouragement emphasize good morals.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 23 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 4 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 51 |