Klasik Türk edebiyatı verimleri geniş bir yelpazede çeşitlilik gösterir. Yaklaşık altı asır boyunca gerek şiir gerekse nesir alanında çeşitli türlerde verilen eserlerin belli özellikler sergiledikleri görülür. Bu özellikler Osmanlı yazarlarının ince işçiliği neticesinde birikerek oluşmuştur. Bu oluşum sürecinde şiir, özellikle şekil özellikleri bakımından nesir üzerinde etkili olmuştur. Klasik edebiyatımızda ustalığın sergilenmesi büyük oranda söz ve anlam sanatlarını uygulamaya bağlı olduğundan, şiirin nesir üzerindeki etkisinin büyüklüğünü tahmin etmek hiç de zor değildir. Öte yandan bir metnin anlaşılmasında okuyanın işini kolaylaştıran veya zorlaştıran hususların bulunduğu da bir gerçektir. Bunlar içinde belki de en önemlisi, bir ifadenin gerçeklikle olan bağını (hakiki veya mecazi kullanım) tespit etmeye yönelik göstergelerdir. Bu da temelde üslup tespiti yapabilme becerisine bağlıdır. Klasik edebiyatımızın çoğu ürününü anlamak için gereken bu beceriyi, ancak o yazarların anlam dünyasına aşina olan bir okur edinebilir. Bu beceri kazanılmadığında o metinlerdeki şaka yollu ifadeler ciddi zannedilebilir ve sonuçta da metinler yanlış anlaşılabilir. Özellikle tarihi bilgi aktaran eserlerde ifadenin gerçeklikle ilgisinin tespiti hayati derecede önemlidir. Aksi hâlde bir tarih kaynağı, üzerinden fantezi geliştirme aracına dönüştürülebilir.
Söz konusu sakıncaya dikkat çekmeyi amaçlayan bu çalışmada, üslubun ne olduğuna değinildikten sonra, klasik Türk edebiyatında görülen şehrengizlerde, özel isim veya lakaplarla ilgili kelimelerin seçilmesine dayanan bir üslup olduğu üzerinde durulacaktır. Ardından Güldeste-i Riyâz-ı İrfân adlı eserden seçilen örnekler üzerinden “şehrengiz üslubu” olarak adlandırılması önerisinde bulunduğumuz bu anlatım özelliği gösterilecektir.
Classical Turkish literature works show a wide range of diversity. For about six centuries, it is seen that works given in various genres, both in poetry and prose, exhibit certain characteristics. These features were created by accumulating because of the fine workmanship of Ottoman authors. In this formation process, poetry has been influential on prose especially in terms of morphological features. Since the display of mastery in our classical literature largely depends on the practice of the arts of speech and meaning, it is not difficult to estimate the strong effect of poetry on prose. On the other hand, it is a fact that there are issues that make the reader's reading easier or more difficult in understanding a text. Perhaps the most important of these are the signs to determine the connection of an expression (literal or metaphorical use) with reality. This basically depends on the ability to determine the style. Only a reader who is familiar with the semantic world of those authors can acquire this skill that necessary to understand most products of our classical literature. When this skill is not acquired, the humorous expressions in those texts may be taken as serious and as a result, the texts may be misunderstood. It is vitally important to determine the relation of expression with reality, especially in works that convey historical information. Otherwise, a historical resource can turn into text that has nothing to do with reality.
In this study, which aims to draw attention to the aforementioned problem, after mentioning what the style is, it will be emphasized that there is a style based on the choice of words related to proper names or nicknames in the shehrengizs seen in classical Turkish literature. Then, this expression feature, which we propose to call the “shehrengiz style”, will be shown through selected examples from the work named Guldeste-i Riyāz-i Irfān.
Classical Turkish Literature Style Poem Prose Ismāʿīl Belīgh
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
ULAKBİM-DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)
Türk Dili ve Edebiyatı Alanında Yayımlanan Uluslararası Hakemli Bir Dergidir.