“Minör edebiyat” ifadesini Gilles Deleuze ve Félix Guattari, ilk defa Kafka: Minör Bir Edebiyat İçin (1975) adlı çalışmasında, katmanlaşmış edebiyatın fanusunu kıran bir edebiyat anlayışını açıklamak üzere kullanmışlardır. Deleuze ve Guattari, bu kitapta Kafka’yı sosyal-siyasi söylem yaratan aktif, politik ve yaşadığı çağın şahsiyeti bir yazar olarak; eserlerini ise “dilin yersizyurtsuzlaştığı”, “söylemin kolektifleştiği” ve konularının “siyasal olduğu” düşünceleriyle değerlendirmişlerdir. Değerlendirmenin içeriği, “minör oluş”un altyapısını meydana getirmesi sebebiyle önemlidir. Bu bağlamda söz konusu kavram, toplumsal ve politik işleve sahip, anti-ödipus (Otoritenin arzusuna uymayan, ticari olmayan) kolektif yargıları bünyesinde barındıran ve ortak dilin içinden doğan yabancı dil aracılığıyla icrasını gerçekleştiren bir edebiyatın neliğinin ve nasıllığının adını koymuştur.
Türk edebiyatının 1950 kuşağı yazarlarından biri olan Leylâ Erbil, tüm eserlerinde geleneksel edebî algıya hem işlediği siyasi içerikler ve kolektif söylemlerle hem de şiir-roman metin düzeni ile kural tanımayan dili ve anlatımıyla başkaldırarak edebî oluşumları (fonetik, sentaks ve semantik) değişimin bizzat nesnesi hâline getiren minör bir edebiyatın örneğini vermiştir. Yazarın roman türündeki eserlerinde takip edilen minör özellikleri açıklığa kavuşturmak, makalenin araştırma konusunu meydana getirmiştir. İncelendiğinde her ne kadar yazarın tüm eserlerinde “minör oluş”un özellikleriyle karşılaşılsa da makalenin kapsam alanı dâhilinde ancak üç romanı üzerinde tahlil ve değerlendirme yapılmış ve bu yolla yazarın romanları hakkında tümevaran yargılara ulaşılmıştır. Böylece Leylâ Erbil’in Tuhaf Bir Kadın (1971), Cüce (2001) ve Üç Başlı Ejderha (2005) adlı eserlerinden hareketle dili nasıl yersizyurtsuzlaştıran hâlde yoğurduğu, ülke siyasetinin kaotik süreçlerinde yaşanan meselelere ne şekilde parmak bastığı ve birtakım metaforlarla tekil olanı hangi açılardan “kolektif söylem”e dönüştürdüğü açıklığa kavuşturulmuştur.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
The term, “minor literature” has been first used by Gilles Deleuze and Félix Guattari in a study with the title of Kafka: For a Minor Literature (1975) to describe literature approach that breaks the stratified bell jar of the literature. Deleuze and Guattari considered Kafka as a writer who is active, political and character of his age, and his works as the works where “the language becomes deterritorialized”, “enunciation becomes collective”, and subjects are “political”. The content of the evaluation is important because it created the infrastructure of “minor presence”. Within this context, such concept named what and how of a literature that includes anti-Oedipus (incompliant to the desire of authority, non-commercial) collective judgments and executes through a foreign language born from a common language.
Leylâ Erbil, one of female writers of Turkish literature of 1950s, has rebelled traditional literature perception through political contents discussed and collective discourses, and has revealed a sample of minor literature which makes literature compositions (phonetic, syntax and semantic) as an actual object of the change. The objective of this manuscript was to follow minor traces in novels of the writer and to explain such traces in the light of the cases detected. With reference to A Strange Woman (1971), Gnome (2001) and Three-Headed Dragon (2005), how she has remoulded the language in a deterritorialized manner, how she has discussed the pain and violence in chaotic processes of the country policy and how she has converted some metaphors to a “collective enunciation”.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
ULAKBİM-DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)
Türk Dili ve Edebiyatı Alanında Yayımlanan Uluslararası Hakemli Bir Dergidir.