Öz
Kur’ân’ın tefsir edilmesi, Kur’ân’ın nüzûlüyle başlamış bir faaliyettir. Hayatın akışına paralel biçimde tefsir hareketi de ağını genişletmiştir. Müfessirler Kur’ân’ın en güzel ve en sahih şekilde anlaşılması için çeşitli yöntemler kullanmışlardır. Bu yöntemlerden birisi de Kur’ân’ın nüzûl sıralamasını esas alarak yapılan tefsirdir. Klasik dönemde tefsirler ekseriyetle mevcut Mushaf tertibine göre yazılırken, yirminci yüzyıldan itibaren Kur’ân’ın nüzûl sırasına göre tefsirinin yazılması gündeme gelmiştir. Bu yöntemin fiilen benimsenmesinde oryantalistlerin Kur’ân’ın nüzûl sıralamasına ilişkin hazırladıkları listelerin büyük etkisi olmuştur. Siyerin ve tarih bilgisinin etkin kullanımını önceleyen bu yöntem, Kur’ân’ın indiği ortamı tahlil ederek Kur’ân’ı canlı bir hitap olarak algılama taraftarıdır. Bu yöntemin faydaları yanında bazı zaafları da vardır. Mesela bünyesi müsait olduğu halde bu tarzda telif edilen tefsirlerde semantik tahlillere fazla yer verilmemektedir. Ayrıca bu yöntemle yazılan tefsirlerin beklentileri ?henüz yerine getirdiği söylenemez.