Tuluk’un da sözünü ettiği gibi geneli kapsayan bir tanımlamadır ve içerdiği alt öğelerin her birinin sanatsal içeriğe sahip olmadığı kesindir. Yani bağlamsal olarak sanatla ilintilendirilmesi olanaksız bir öğenin genelleştirilmiş bir tanım içinde “maden sanatı” diye adlandırılması yanlıştır. En azından bu, ünlü dilbi- limci Ferdinand Saussure’ün gösteren/gösterilen/gösterge yapılanması ekse- ninde, gösterileni muğlak bir gösteren olarak ortada kalmışlığın ifadesidir. Gös- terge olarak adlandırdığımız şey, kendi dışında başka bir şeyi gösteren her tür- lü nesne, varlık ya da olgu; özel olarak, dilsel bir gösterenle bir gösterilenin birleşmesinden doğan birimdir. Daha yalın bir ifadeyle “m-a-d-e-n” seslerinin yan yana gelmesiyle üretilen duyumsal öğe “maden” bir gösterendir ve bu öğenin işaret ettiği şey, yani gösterilen tek bir öğede toplanmaz. Dolayısıyla
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap Değerlendirmeleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 7 Sayı: 14 |
Hitit Üniversitesi Kuzey Kampüsü Çevre Yolu Bulvarı 19030 - ÇORUM-TÜRKİYE
00 (90) 364 219 1100 - ilafdergi@hitit.edu.tr