İbn Sînâ Epistemolojisinde Bir Bilgi Kaynağı Olarak “Sezgi” Hemen hemen bütün epistemolojilerde sezgi, bilgisel değeri bakımından en çok tartışılan hususlardan biridir. Sezgi, en genel anlamıyla “doğrudan kavrayış”tır. Sezgiyi, tartışmalı noktaya getiren şey de bu “doğrudan” ifadesidir. “Doğrudan” terimi, kimi zaman rasyonel ve empirik bilginin karşıtı olarak kullanılırken kimi zaman da –İbn Sînâ‟da da olduğu gibi- rasyonel ve empirik bilginin hız ve güvenilirliği anlamında kullanılmıştır. İlkinde ya rasyonel ve empirik bilgiye hiç güvenilmediği için sezgi ön plana çıkartılmakta ya da akıl ve duyularla elde edilmesi zor olan şeylerin ancak yeni bir bilgi kaynağı olarak düşünülen sezgiyle elde edilebileceği savunulmaktadır. Diğerinde ise sezgi, yeni bir bilgi kaynağı olmayıp deney bilgisi sınıfında yer almaktadır. Makale ise bu hususların analizi üzerinedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 6 Sayı: 11 |
Hitit Üniversitesi Kuzey Kampüsü Çevre Yolu Bulvarı 19030 - ÇORUM-TÜRKİYE
00 (90) 364 219 1100 - ilafdergi@hitit.edu.tr