Amaç: Bu çalışmanın amacı, erişkin intussusception olgularında BT’nin tanı, etiyoloji ve hastalığın ciddiyetini belirlemedeki rolünü değerlendirmektir.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya cerrahi olarak doğrulanmış erişkin intussusception tanılı 19 hasta dahil edildi. Hastaların demografik verileri, BT bulguları, intussusception segmentinin uzunluğu, transvers çapı, lead point varlığı ve obstrüksiyon durumu değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 57,1 ± 14,1 yıl idi. En sık tutulan segment ileum (%57,9) olarak belirlendi. Olguların %94,7’sinde BT ile lead point saptandı; en sık görülen lezyon lipom idi. Malign lezyon oranı %21,1 olup, bu oran literatür ile uyumluydu. Obstrüksiyon saptanan olgularda transvers çap anlamlı olarak daha genişti (p = 0,002). Segment uzunluğu obstrüksiyon grubunda daha fazla olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p = 0,052).
Sonuç: BT, erişkin intussusception olgularında yalnızca tanı koymakla kalmayıp, lead point varlığı ve obstrüksiyon gibi parametreler yoluyla hastalığın ciddiyeti hakkında da bilgi sağlamaktadır. Transvers çap ve segment uzunluğu gibi BT temelli ölçümlerin klinik yönetimde öngörücü olabileceği düşünülmektedir. Bu bulguların daha büyük ve prospektif çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir.
Erişkin İnvaginasyonu Bilgisayarlı Tomografi Bağırsak Tıkanıklığı
Objective: This study aimed to characterize computed tomography (CT) imaging features of adult intussusception, identify underlying lead points, and correlate morphological findings (segment length, transverse diameter) with clinical presentation.
Materials and Methods: Nineteen surgically confirmed adult intussusception cases were retrospectively analyzed. Demographic data, CT findings, intussuscepted segment length, transverse diameter, presence of a lead point, and obstruction status were recorded.
Results: The mean patient age was 57.1 ± 14.1 years. The ileum was the most commonly affected segment (57.9%). A lead point was identified on CT in 94.7% of cases, with lipoma being the most frequent lesion. Malignant lesions were found in 21.1% of patients, consistent with the literature. Transverse diameter was significantly greater in cases with obstruction (p = 0.002). Although segment length was higher in the obstruction group, the difference was not statistically significant (p = 0.052).
Conclusion: CT is not only effective in diagnosing adult intussusception but also provides valuable information on its etiology and severity through parameters such as lead point detection and signs of obstruction. CT-derived measurements like transverse diameter and segment length may have predictive value in clinical decision-making. Further large-scale, prospective studies are needed to validate these findings.
Adult Intussusception Computed Tomography Intestinal Obstruction
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Radyoloji ve Organ Görüntüleme |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Ekim 2025 |
Gönderilme Tarihi | 4 Haziran 2025 |
Kabul Tarihi | 18 Ağustos 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 7 Sayı: 3 |
Hitit Medical Journal Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.