It is known that Turkmen fathers, sheikhs, and dervishes played significant roles in the process of Turks settling in Anatolia and the Balkans. These sheikhs and dervishes continued their services through lodges and zawiyas (Sufi monasteries) in areas such as guidance, conquests, settlement, communication, security, and addressing the needs of travelers and the poor, as well as maintaining the spirituality of the local population. The Suheyb-i Rumi Zawiya, which is seen to perform these services, is named after Ebu Yahya Suheyb bin Sinan bin Malik al-Rumi, a companion of significant importance in the Islamic world. Although it is recorded that he joined the Islamic army that set out for the conquest of Istanbul in the Hijri year 49 and died in Çorum on his return, being buried at the Hıdırlık site, it is also thought that the tomb has only a symbolic significance. The zawiya was established next to the tomb of Hz. Suheyb-i Rumi. While its foundation is recorded to date back to the Seljuk period, the earliest archival documents available are from the Ottoman era. A physical examination of the zawiya reveals a complex with a courtyard, including the zawiya building, mosque, cemetery, public kitchen, fountain, and toilets. Today, the tomb of Hz. Suheyb-i Rumi, the mosque, and the courtyard's fountain have survived, but no trace of the zawiya remains. The zawiya has held an effective place in the social, cultural, and religious life of the people of Çorum. In addition to its influential position, it has played active roles alongside the state and nation in overcoming political and military crises during events such as the Ottoman-Greek War, World War I, Armenian incidents, and the National Struggle. What makes the Suheyb-i Rumi Zawiya significant is precisely this active stance, along with its name derived from a companion, its importance to the people even today, and its location at the Hıdırlık site. This study aims to present the history, physical structure, and socio-cultural fabric of the Suheyb-i Rumi Zawiya, explaining its contributions to the city's social, cultural, and religious life.
Türklerin Anadolu ve Balkanlardaki yurt tutma sürecinde Türkmen babaları, şeyh ve dervişlerinin önemli roller üstlendiği bilinmektedir. Bu şeyh ve dervişler irşat, fütuhat, iskân, haberleşme, güvenlik, yolcu ve fakir fukaranın ihtiyaçlarının giderilmesi, bölge halkının maneviyatının canlı tutulması gibi konulardaki hizmetlerini tekke ve zaviyeler aracılığı ile sürdürmüştür. İşte tam da bu hizmetleri yaptığı görülen Suheyb-i Rumi Zaviyesi, adını İslam dünyası için önemli bir sahabe olan Ebu Yahya Suheyb b. Sinan b. Malik er-Rumi’den almaktadır. Hicri 49 yılında İstanbul’un fethi için yola çıkan İslam ordusuna katıldığı ve dönerken Çorum’da vefat ederek Hıdırlık mevkiine defnedildiği kaydedilmiş olsa da türbenin yalnızca bir makam niteliği taşıdığı da düşünülmektedir. Zaviye Hz. Suheyb-i Rumi’nin türbesinin yanında kurulmuştur. Kuruluşunun Selçuklulara kadar dayandığı kaydedilmekle birlikte ulaşılan ilk arşiv belgeleri Osmanlı dönemine aittir. Zaviyeye fiziki olarak bakıldığında külliye şeklinde bir avlusunun olduğu, bu avluda zaviye binası, cami, hazire, imaret, şadırvan ve tuvaletlerin bulunduğu görülmektedir. Suheyb-i Rumi Külliyesindeki Hz. Suheyb-i Rumi’nin türbesi, cami ve avludaki şadırvan günümüze kadar varlığını korurken zaviyeden bir iz kalmamıştır. Zaviye, Çorum halkının sosyal, kültürel ve dini yaşamı üzerinde etkin bir yere sahiptir. Bu etkin konumunun yanı sıra Osmanlı-Yunan Harbi, I. Dünya Savaşı, Ermeni hadiseleri ve Millî Mücadele gibi meselelerdeki faaliyetleriyle siyasi ve askeri bunalımların aşılması noktasında her daim devlet ve milletin yanında aktif roller üstlenmiştir. Suheyb-i Rumi Zaviyesini önemli kılan nokta işte tam da bu aktif duruşuyla beraber ismini bir sahabeden alıyor olması, halk için günümüzde dahi önemli bir merkez oluşu ve hıdırlık mevkiinde bulunuyor olmasıdır. Bu çalışma Suheyb-i Rumi Zaviyesi’nin tarihçesini, fiziki dokusunu ve sosyo-kültürel yapısını ortaya koyarak şehrin sosyal, kültürel ve dini yaşantısına olan katkılarını izah etmek amacıyla yapılmıştır.
Sayın Doç. Dr. Zekeriya IŞIK ve Sayın Mehmet Ali BOZKUŞ hocalarıma sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk İslam Devletleri Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 30 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 11 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 18 Sayı: Türkistan'dan Anadolu'ya İrfan Geleneği: Abdal Ata Özel Sayısı |