:
Su! İnsan
evladının varoluşundan itibaren her daim önemini koruyan bir element olmuştur.
Daha da önemlisi insan evladı, suyu yaratılışının unsuru ve yok oluşunun nedeni
olarak kavramış ve bunun sonucunda da doğaya başkaldırmıştır. İşte bu
başkaldırı insanda doğanın üstüne hükmetme içgüdüsünü de beraberinde
getirmiştir.
İnsanın suya hükmetme içgüdüsünün
doğa üzerindeki etkisi neydi ve yaşanılan şiddetli kuraklıklarda bu güdü nasıl
bir etken olarak rol aldı? İnsanlar bu kuraklıklar karşısında ne gibi önlemler
aldılar? Bu sorular bizi MÖ II. bin
Anadolu’sunda yer alan su yapılarına götürmüştür. Karşımıza günümüz
barajlarının arkaik tipi olan baraj yapıları çıkmıştır. MÖ. II. binde Hititlerin yayılım gösterdiği
Çorum, Sivas, Kayseri, Amasya ve Konya’da incelediğimiz bu barajların mimari
yapısı ve inşasında kullanılan matematik, Hitit mühendisliği hakkında bilgi
edinmemizi sağlamıştır. Bent, havuz ve kanal sistemiyle karşımıza çıkan bu
yapılar ayrıca dönemim iklim koşulları hakkında fikir sahibi olmamıza katkıda
bulunmuştur. Çalışmanın devamında
incelenen baraj ve havuz yapıları arkeolojik verilerin yanı sıra filolojik
verilerle de desteklenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 11 Sayı: 2 |