Eski
Anadolu Uygarlıklarından olan Hititler ;Anadolu’nun mimari ve sanatına yön
veren en önemli uygarlıkların başını çekmektedir. Bu uygarlık ilk kez 1834
yılında Hitit başkenti Hattuşaş ile Charles Texier tarafından Dünya’ya
tanıtılmıştır. Bir dağ kenti olan Hattuşaş yer seçimi açısından dahi kendi
dönemi içerisinde Anadolu’da özgün bir başkent konumundadır. Yüzyıllar
içerisinde yapılan arkeolojik çalışmalar ile burada taş temelleri günümüze
kadar ulaşmış olan görkemli bir kentin mimarisini ortaya çıkarmıştır. Bu
çalışma ile Hattuşaş’ta yer alan ve en önemli mimari yapıların başında gelen Büyük
Tapınak Kompleksi’nin mekân kurgusu incelenmiş olup; Anadolu Mimarlığı
üzerindeki etkileşimlerine ulaşılması amaçlanmıştır. Yapılan
araştırmalar göstermiştir ki; Büyük Tapınak bir mabet olmasının yanı sıra iş
evi, arşiv odası gibi farklı işlevlere sahip mekanlar da barındıran büyük bir
komplekstir. Dini tören ritüellerine uygun olarak tapınak alanlarında mahrem
alanların ve kutsal bölümlerin oluşturulması, özel avlu ve girişler, depolama
alanları akılcı bir tasarımın göstergesidir. Yatayda genişleyen ve işlevlerine
göre bölümlere ayrılan mekân kurgusu, işlevlik, çevreye hâkim konumu ve malzeme
seçimleri ile örnek bir mimari yapıdır. Anadolu’da Hitit mimarisinden çok daha
yakın tarihli inşa edilmiş olan Selçuklu-Osmanlı külliyeleri ve Topkapı
Sarayı’nın da Hitit mimarisinin plan özelliklerini gösterdiği görülmüştür. Sonuç
olarak Hitit Uygarlığı mimari ve sanatının Anadolu mimari kimliğinin
oluşmasında önemli bir rol oynadığı bir kez daha ortaya konmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 11 Sayı: 3 |