Ülkemizde 1950’lerden sonra hız kazanan kentleşme olgusu bilinmektedir. Bununla birlikte, yoğun biçimde kırdan kente göçle biçimlenen bu kentleşme olgusunun niteliksel olarak nasıl gerçekleştiği çok fazla irdelenmemiştir. Söz konusu göç süreçleri genel kabuller çerçevesinde doğrusal ve salt ekonomik boyutlu olarak değerlendirilmektedir. Oysa ülkemizdeki kırdan kente göç süreçleri, sanayileşmiş Avrupa ülkelerindeki göç süreçlerinden farklı olarak, tedrici olarak ve salt ekonomik faktörlerin dışında “duygusal faktörlerle” de yoğrularak gerçekleşmiştir.
Ülkemizde kırdan kente göç süreçlerinin “duygusal boyutu” “gurbet” kavramı üzerinden anlaşılabilir. “Gurbet”, “evden uzakta” “doğup yaşanılmış olan yerden uzak yer” ya da mecazi olarak “yabancı ellerde olma durumu” anlamına gelmektedir. Gurbet algısı, zaman içinde değişime uğramıştır. Bu değişimin irdelenmesi, ülkemize özgü içgöç süreçlerinin dönemsel olarak farklılaşan temel motivasyonlarını tespit edebilmek bakımından önem taşır. Bu çalışmada öncelikle gurbet kavramının, ülkemizdeki içgöçlere nasıl bir özgün karakter kazandırdığı irdelenecektir. Daha sonra gurbet algısındaki değişimlere değinilerek, kırdan kente göç edenlerin kentte “gurbetlik” algıları ortaya konulacaktır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 9 Sayı: 1 |