Be it performed either according to the “equal proportional land subdivision” principle known as “making deduction as subdivision partnership interest in return for the appreciation caused by the subdivision” or according to the “Equivalency” principle, the keynotes of land subdivisions are; • Unification of all real estates within a subdivision region in one subdivision block numerically with respect to their areas, • First, deduction of areas required for public purposes from this subdivision block, • Then, distribution of participation parcels of these remaining areas, qualified as distribution block, to their proprietors. Although the main idea is similar, “equal proportional land deduction” principle adopted in Turkey causes many problems in practice. However, while the most of the problems encountered in our country can be avoided in land subdivisions conducted according to “equivalency” principle, its benefits to the equilibration of individuals’ interests, as well as to the public interests by ensuring planned urbanization, increase the demands for this principle to be adopted also in Turkey. When a new principle and a criterion for equivalency in land subdivision are adopted, it is essential to examine its fundamentals concerning valuation of real estates and to develop models and suggestions particular to our country. In this article, therefore, it is suggested that the land subdivision defined in the Article 18, the Development Plan Law No. 3194 based on “equal proportional land deduction” principle, should be amended with a land subdivision based on “equivalency” principle. This paper also gives detailed analyses for the fundamentals of real estate valuation required for implementation of this new principle and offers some suggestions for Turkey
Land Subdivision Equivalency Real estate Valuation Benchmarking Method
Gerek “düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında, düzenleme ortaklık payı olarak düşme,” olarak bilinen “eşit orantılı toprak kesintisi” ilkesine göre yapılsın ve gerekse “eşdeğerlik” ilkesine göre yapılsın, arsa düzenlemesinin temel düşüncesi; • Bir düzenleme bölgesindeki tüm taşınmazların, alanlarına göre sayısal olarak bir düzenleme kütlesinde birleştirilmesi, • Öncelikle bu düzenleme kütlesinden kamusal amaçlar için gerekli alanların kesilmesi, • Dağıtım kütlesi olarak nitelenen kalan alanların, katılım parsellerinin maliklerine dağıtılmasıdır. Temel düşüncesi aynı olmakla beraber, Türkiye’de benimsenmiş olan “eşit orantılı toprak kesintisi” ilkesi, uygulamada birçok soruna neden olmaktadır. Buna karşın, “eşdeğerlik” ilkesine göre yapılan arsa düzenlemelerinde ülkemizde yaşanan sorunların çoğu yaşanmadığı gibi, özel çıkarların dengelenmesine yaptığı katkıların yanı sıra, düzenli bir kentleşmenin sağlanmasıyla kamu çıkarına yaptığı katkılar, bu ilkenin Türkiye’de de kabul edilmesi yönündeki istekleri artırmaktadır. Arsa düzenlemesinde eşdeğerlik yönünde yeni bir ilke ve ölçüt benimsenirken, bunun taşınmaz değerlemesine ilişkin temellerinin de incelenmesi ve ülkemize özgü modelin ve önerilerin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle makalede, 3194 sayılı İmar Yasası’nın 18. maddesinde tanımlanan ve “eşit orantılı toprak kesintisi” ilkesine dayanan arsa düzenlemesinin, “eşdeğerlik” ilkesine dayalı arsa düzenlemesi ile değiştirilmesi önerilirken, bu yeni ilkenin uygulanabilmesi için gerekli olan taşınmaz değerleme esasları incelenmekte ve Türkiye için önerilere yer verilmektedir.
Arsa Düzenlemesi Eşdeğerlik Taşınmaz Değerleme Karşılaştırma Yöntemi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Sayı: 101 |