Ülkemizde muhalefet görevini üstlenen altı partinin “Bilkent Deklarasyonu” ismi ile yayınladıkları güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmasında 1961 Anayasası, “dar kalıplı ve “vesayetçi” biçiminde tanımlanarak eleştirilmiştir. Gerçekten de siyasi parti temsilcilerinin hazırladığı güçlendirilmiş parlamenter sistemin ayrıntılarının anlatıldığı Bilkent Deklarasyonunda, 1961 Anayasası
ile ilgili ifadeler tartışmaya değer niteliktedir. Deklarasyon, 1961 Anayasası’nı tekrar gündeme getirmiştir. Kimi yazarlarca anayasa tarihimizin en ileri anayasası olarak görülen 1961 Anayasası, özellikle bazı siyasetçiler tarafından ülkenin sosyolojik unsurları ile bütünlük sağlayamadığı için eleştiri konusu yapılmıştır. Genel olarak konuya baktığımızda, 1961 Anayasası hakkında söylenmesi gereken ilk şeyin çoğulcu, özgürlükçü ve hukukun üstünlüğüne dayalı, demokrasi yönünde yapılmış bir anayasa olduğudur. Ayrıca 1961 Anayasası’nın özellikle temel hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemeleri incelendiğinde, çağdaşlarına göre de örnek bir anayasa olduğu anlaşılmaktadır. 1961 Anayasası en çok, güçsüz hükümetlere yol açtığı iddiasıyla eleştiriye uğramıştır. 1961 Anayasası’nın uygulandığı zaman dilimi içerisinde, yürütme organının ve parlamentonun tıkandığı, karar alamadığı, politika üretemediği süreçlerin yaşandığı bir gerçektir. Ancak bunun sebebi, Anayasa’dan ziyade parti sayısının çokluğu, hükümetlerin yasama organında istikrarlı, disiplinli, tutarlı bir çoğunluk tarafından desteklenmemiş olmaları ve uygulanan seçim sistemidir. Kanaatimizce 1961 Anayasası haksız şekilde eleştirilmemeli, aksine sağlamış olduğu kazanımlardan ders alınmalı, bıraktığı mirastan faydalanılmalıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Ocak 2023 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 13 Sayı: 25 |