In traditional and modern societies, the desire of women and men to have children are affected by the increase in
individual responsibilities; increase in the number of people who are unemployed and living at the the threshold of
poverty; liabilities related to parenthood; changes in diseases-health conditions. The prominence of medical and
technological developments, easy and quick access to information-communication networks, the possibility to use
certain measures such as birth control methods have caused women and men to reconsider their idea to become
parents. In addition to this, women in today’s societies particularly postpone their ideas for motherhood in order to
enhance their professional capacities, to benefit from educational facilities, to be employed in jobs that require
mobility. However, the increase in the number of social media users in the recent years and the world of informationcommunication technologies presented by television programmes encourage women to motherhood, and especially to
adapt to the changing forms of motherhood. That is, in certain blogs created on Instagram, one of the social media
networks, women share their ideas on various issues like what the expectant mothers should eat and drink;
recommendations about the shopping places; the things that they can do to keep their form, and they almost compete
with each other to receive most of the “likes” and to have most of the followers. While this situation makes
motherhood a desired feeling for some women, it also makes it turn into a feeling and behavior that should be
avoided. This study through discourse analysis method examines what women in today’s societies follow on social
media networks related to motherhood; the prominent aspects of the posts shared within this context; how they
consult non-expert people to solve their anxieties and problems related to childcare; how they ignore the problems
that may occur about children’s rights in relation to the post they share on social media networks. For this purpose, a
general assessment has been made on the posts about motherhood shared by the users on Facebook and Instagram,
two of the mostly used social media networks. Based on these information-communication networks, the meanings
and practices that brought motherhood to public sphere, and the interpretive language developed by the followers of
these posts are analyzed and examined. In this study, we find that the social media, that can convey the daily life
practices to a great number of people, similarly causes a transformation in the identity motherhood. In addition to
this, it is also observed that the posts that they share about their children sometimes reach a point that might endanger
children’s rights.
Geleneksel ve modern toplumlarda kadın ve erkeklerin çocuk sahibi olma arzuları; bireysel sorumlulukların artması,
işsizlik ve yoksulluk sınırında yaşayan kişilerin sayısındaki artış, anne-baba olmanın beraberinde getirdiği
yükümlülükler, hastalık-sağlık konusunda meydana gelen değişimlerden etkilenmektedir. Tıbbi ve teknolojik
gelişmelerin ön plana çıkması, bilgi-iletişim ağlarının kolay ve hızlı ulaşılabilirliği sağlaması, doğum kontrol
yöntemleri gibi birtakım tedbirlere başvurma imkanları, kadınların ve erkeklerin anne-baba olma düşüncesini yeniden
gözden geçirmesini beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte günümüz toplumlarında mesleki birikimi artırmak, eğitim
imkânlarından yararlanmak, mobil hareketliliği gerektirecek iş kollarındaki istihdamın artması özellikle kadınların
anne olma düşüncesini ötelemelerine sebep olmuştur. Fakat son yıllarda sosyal medya kullanıcılarının artması ve
televizyon programları ile bilgi-iletişim teknolojilerinin sunduğu yazın dünyası kadınları anneliğe ve özellikle de
anneliğin değişen biçimlerine uyum sağlamaya davet etmektedir. Şöyle ki, sosyal medya ağlarından ınstagramda
oluşturulan bloglarda kadınlar, anne olmaya karar verdikleri andan itibaren anne adaylarının ne yemeleri ne içmeleri
gerektiği, hangi siteden alışveriş yapabileceklerine dair tavsiyeleri, bir taraftan kilo alırken diğer taraftan formlarını
korumak için nelere dikkat etmeleri gerektiği gibi bir dizi yapıp etmeleri kadınlarla paylaşmakta ve en çok beğeni alan,
en çok takip edilen listesi için adeta bir yarış içine girmektedirler. Bu durum kimi kadınlarda anneliğin arzulanan bir
duyguya dönüşmesini sağlarken kimi kadınlarda tam tersine kaçınılan bir duygu ve davranış biçimine dönüşmektedir.
Bu çalışma, özellikle günümüz toplumlarında kadınların annelik konusunda sosyal medya ağları üzerinden neleri takip
ettikleri, bu konuda yapılan paylaşımların ön plana çıkan yönleri, çocuk bakımı ve sorunları ile ilgili kaygı ve
problemlerin nasıl çözüleceği ve bununla ilgili uzman dışı kişilerin görüşlerine nasıl başvurdukları, sosyal medya
ağlarından yaptıkları paylaşımlarla çocuk hakları konusunda doğabilecek sorunları nasıl görmezden geldikleri söylem
analizi yöntemiyle irdelenmeye çalışılmıştır. Bunun için en çok kullanılan sosyal medya ağlarından facebook ve
ınstagram kullanıcılarının anneliğe dair paylaşımları ile ilgili genel bir değerlendirme yapılmıştır. Söz konusu bilgiiletişim teknoloji ağları üzerinden hareketle annelik olgusunun kamusal alana hangi anlam ve pratiklerle taşındığı,
takip eden kişilerin bu paylaşımlara karşı nasıl bir yorumsal dil geliştirdikleri de analiz edilerek irdelenmeye
çalışılmıştır. Yapmış olduğumuz çalışmada, gündelik yaşam pratiklerini geniş kitlelere ulaştırabilen sosyal medyanın,
diğer alanlarda olduğu gibi annelik kimliğinin dönüşümüne de sebep olduğu gerçeğine ulaşmıştır. Bununla birlikte çocukları ile ilgili paylaşımların kimi zaman çocuk haklarına zarar verebilecek boyutlara ulaştığı da gözlemlenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 6 Temmuz 2018 |
Kabul Tarihi | 29 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.