Dystopia, a sub-genre of Speculative Fiction, is rarely seen in Turkish literature. Generally, dystopias are fictions based
on fears, phobias concerning the future. Essentially, these works bring to the fore the warning that “it will become
worse if things continue to be this way.” Nevertheless, the “possible” dystopia mentioned here is different from science
fiction and fantasy, and it is used to describe a Kafkaesque bureaucratic dystopia. The term “possible” refers to a
dystopic theme that the communities experienced before. This dystopic set up is emphasized by the motto “it happened
this way before; it will happen again, if things continue to be so.”The most notable aspect that differentiates Şehrin
Kuleleri (Towers of the City) from dystopian genre is the parodic use of the dystopian theme. The layers of the writer,
the narrator and the reader construct a complicated structure within the text, and it is fictionalized through a story that
is free from an exact pattern. The process of the construction of the plot becoming a part of the fiction; the
transformation of the text into a ground of commucation between the reader and the writer/the narrator; the playful
nature of the whole text makes this work distinctive. The aim of this study is to examine Tayfun Pirselimoğlu’s novel
Şehrin Kuleleri (Towers of the City) both within the context of the dystopian genre and within the line of the concepts
of "ludism" and "traditional narrator," "metafiction."
Spekülatif kurgunun alt türlerinden olan distopya Türk edebiyatında fazla örneği olmayan bir türdür. Distopyalar
genellikle geleceğe dair ürküler, korkular üzerine kurgulanır. Bu tür eserlerde esasında; “böyle giderse daha kötü
olacak”, uyarısı öne öne çıkar. Ancak burada sözü geçen “olası” distopya ise bilimkurgu ve fantastik temellerden ayrı,
daha çok Kafkavarî bir bürokratik distopyayı tanımlamak için kullanılmıştır. “Olası”dan kasıt, distopya izleğine sahip
olan ancak daha önce toplumların deneyimlediği tasarımlardır. Bu distopik kurgu, “daha önce de böyle olmuştu; böyle
giderse yine böyle olacak” yaklaşımı üzerinden aktarılır. Şehrin Kuleleri’ni distopya türünden ayıran en önemli özelliği
ise temanın parodi haline getirilmesidir. Yazar, anlatıcı, okur katmanları; metnin içinde karmaşık bir yapı oluşturur ve
kesin çizgilerden arınmış bir hikâye üzerine kurgulanır. Hikâyenin oluşturulma sürecinin kurgunun bir parçası olması,
okuyucu ile yazar/anlatıcı arasında metnin iletişim zemini haline gelmesi; metnin bütün özellikleriyle oyunsal bir
biçimde oluşu, bu eseri farklı kılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, hem distopya türü üzerinden Tayfun Pirselimoğlu’nun
Şehrin Kuleleri adlı romanını incelemek hem de romanı “oyun” ve “geleneksel anlatıcı”, “üstkurmaca” kavramları
çizgisinde değerlendirmektir.
Tayfun Pirselimoğlu Distopya Şehrin Kuleleri Üstkurmaca oyun
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 18 Aralık 2018 |
Kabul Tarihi | 10 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.