As an aesthetic criterion, the canon, which constitutes a selection of “the most important Works” in art, shapes the writing of art history to a great extent. Museums, which are among the leading elements that establish the canon, have a say in the selection of works that are important both aesthetically and historically and culturally. The work of art that meets its audience in the museum regularly reproduces itself and makes itself visible. Thanks to this stability, the work of art, which has an indispensable position in the writing of art history, is now a part of the canon. For this reason, the structure and functioning of art canons can be clarified by questioning the factors that museums include a work of art, which works and artists they systematically exclude, who they decide to make visible and what are the values they prioritise On the other hand, the main problem of the art canon is that it has been composed of white European-American men since Georgio Vasari in the 16th century, thus systematically excluding women artists from art historiography. Art museums, which are the leading institutions that constitute the canon, have maintained this masculine hegemony of the canon both in their exhibition traditions and catalogue texts. In this article, firstly, the role of the great art museums of the West, which began to be established in the 19th century, in forming the canon will be analysed. Then, it will reveal how the efforts to shake the canon since the mid-20th century have been reflected in the exhibition traditions of museums and an evaluation will be made regarding the inclusiveness of these attempts.
Canon museum women artist Non-Western cultures exhibition traditions
Estetik bir ölçüt olarak sanatta “en önemli eserler” seçkisi oluşturan kanon sanat tarihi yazımını büyük ölçüde şekillendirir. Kanonu kuran unsurların başında gelen müzeler ise hem estetik hem de tarihi ve kültürel açıdan önemli eserlerin seçiminde söz sahibidir. Müzede izleyicisiyle buluşan sanat yapıtı düzenli olarak kendisini yeniden üretir ve görünür kılar. Sağlanan bu istikrar sayesinde başta sanat tarihinde vazgeçilmez bir konuma sahip olan sanat yapıtı, artık kanonun bir parçasıdır. Bu nedenle müzelerin bir sanat eserini hangi faktörleri göz önünde bulundurarak bünyesine dahil ettiği, hangi eserleri ve sanatçıları sistematik olarak dahil etmediği, kimin görünür olmasına karar verdiği ve öncelik verdiği değerlerin neler olduğunun sorgulanmasıyla birlikte sanat kanonlarının yapısı ve işleyişi açıklığa kavuşabilir. Bununla birlikte, sanat kanonunun en önemli temel problemlerinden biri, on altıncı yüzyılda sanat tarihçisi Georgio Vasari gibi figürlerin öncülüğünde, Avrupalı-Amerikalı beyaz erkeklerden oluşturulması, dolayısıyla kadın sanatçıların ve Batı dışı kültürlerin sanat tarihinden sistematik biçimde dışlanmasıdır. Kanonu oluşturan kurumların başında gelen sanat müzeleri de başta sergileme geleneklerinde kanonun bu eril hegemonyasını sürdürmüşlerdir. Bu makalede öncelikle kanon kavramına değinilecek, ardından Batı’da on sekizinci yüzyıl sonunda kurulmaya başlanan büyük sanat müzelerinin kanon oluşturmadaki rolü incelenecektir. Son olarak yirminci yüzyıl ortalarından itibaren kanonu sarsma çabalarının müzelerin sergileme geleneklerine nasıl yansıdığı ortaya koyulacak ve bu girişimlerin kapsayıcılığına ilişkin bir değerlendirme yapılacaktır.
Kanon müze kadın sanatçılar Batı dışı kültürler sergileme gelenekleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Görsel Kültür |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 23 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 14 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 41 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.