XVII. Yüzyılda Avrupa genelinde başlayan sanayileşmedeki gelişim siyasal ve ekonomik düzlemlerdeki birikimleriyle oluşmuş yapı ve katmanlarını altüst eder. Toplumsal planda yeni yapılanmaların zorunluk haline gelmesiyle, toplumu yöneten ve yönlendiren dizgelerin devreye girmesi kaçınılmaz olur. Değişik ekonomik dizgelerin küresel arenada devreye sokulması çabalarına karşın, kapitalist dizgenin diğerlerine sağladığı üstünlük tartışma götürmez bir gerçekliktir. Bu dizge, insanı ve onun başkalarıyla olan ilişkilerini zamanla değiştirir, yozlaştırır ve sıkıntılı hale getirir. İnsan artık özdeksel edinimlerinin peşinden koşar. Toplumda egemen hale gelen bu anlayış, sanat ve edebiyata da yansır. Bu yansımanın etkisiyle yazınsal ürün verilen alanlarda da günümüz gerçekliğine uygun yöntem ve öğretiler geliştirilir ve yazınsal yapıtlar da bu bağlamda değerlendirilir. Tarihsel süreçte yazınsal türlerin eleştirisi için benimsenen ve geliştirilen pek çok yaklaşıma tarihsel, Marksist ve toplumbilimsel eleştiri yöntemleri de eklenir. Lucien Goldmann’ınoluşumsal yapısalcılık diye adlandırdığı toplumbilimsel yöntemi bir yapıtı, içinde barındırdığı anlamlı bütünlüklerden hareketle, toplum gerçeklikleri göz önünde bulundurularak çözümlemeyi amaçlar. Bu yöntemde yapıt yazarı, insanlık değerlerinden uzaklaşmış, yozlaşmış, mutluluğunu kaybetmiş ve parasal değere sahip özdekler peşinde koşan, kapitalist dizgenin acı ve sıkıntılara boğduğu bir toplumun beklenti, özlem ve arayışlarını dile getiren aydın kimlikli bir temsilciden başkası değildir. O sadece toplumun bilincini oluşturan şeyleri diğer bireylerine göre dile getirmekte daha başarılı bir kimsedir. Onun rolü toplum bilincini yansıtmaktan öteye geçmediğine göre, yapıtın eleştirisinde de rolü göz ardı edilebilir. Goldmann, bir diğer Marksist eleştirmen ve kuramcı George Lukács’dan da esinlenerek, günümüz toplumlarının antik dönem toplumlarının aksine gerçek değerlerini yitirdiklerini ve yitirilen bu değerlerin arayışı için boşuna bir çaba içinde olduklarını söyler. Roman evreninde bu arayışın temsilcisi olan roman kahramanı, yaşanılan toplum gerçekliğine uygun olarak sorunsal bir kişiliğe sahiptir ve arayışı kaçınılmaz olarak hüsranla sona erer. Çalışmamız, yöntem gereği metinde yer alan içsel olguların saptanmasını içeren anlama ve dışsal yapıların yapıttaki sorunsalla ilintilerini içeren açıklama aşamalarının anlaşılmasını isteyen Goldmann’ın yöntemini tanıtmayı amaçlamaktadır.
Industrialization development period that begins in the 17th century Europe subverts social, political and economic structures and layers of human history. Since new structures become compulsory in this new situation, which govern and lead the society, become inevitable. Despite of the efforts of enabling different economic systems into the global arena, superiority of capitalist system over others is an undeniable fact. This system changes and corrupts the nature of human beings and the relationships in society. From now on, mankind strives to gain materialistic achievements. This mentality, which dominates in the society, is reflected in art and literature. Methods and doctrines, which reflect the realities of the time, have been developed with the influence of this reflection and literary products have been considered in this context. Historical, Marxist and sociological criticism methods are added to the approaches, which have been employed and developed for the criticism of literary genres. Lucien Goldmann's method called genetic structuralism, which is based on sociology, aims to analyse the work by considering the realities of the society. In this method, creator of the work, is just a representative of the society, which has been corrupted, which has lost it's values and happiness and which is always in the search of materiality and his role is expressing the expectations and missings of this society. He is only more successful at expressing things that create public consciousness. His role does not go beyond to represent public consciousness and in that case he can be ignored in the criticism of the work. Goldmann who has been inspired by another Marxist critic and theorist, George Lukács, claims that in comparison with the ancient societies, today's societies lose their merits and they strive unnecessarily to find them. The protagonist, representative of this quest in the novel, has a problematical personality due to the society he lives in and inevitably his quest is a disappointment. Our study aims to provide an understanding to the comprehension part, which includes determination of inner facts in the text in the criticism process of the work and to the explanation part which includes connections of external structures with the problem in the work and also it is aimed to introduce the criticism method of Goldmann.
Sociological criticism genetic structuralism Marxist criticism
Bölüm | Tüm Sayı |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 4 Sayı: 8 |