Postmodern anlatı öznenin kurgusal, öznenin bilincinin kurulmuş ve kurulmakta olan bilinç olduğu iddiasının deneyimidir. Sanat öznenin kendine ait sırrı arayışında kurulmuş bilinç konumunda bulunmakta, arayışta tanıklık ve çözümleyicilik işlevi üstlenmektedir. Postmodern anlatının polisiyeyi kurmacanın temel unsurlarından biri olarak kullanması arayışın kendisi ve aranılan şeyin doğasının polisiyedeki esrar, gerilim, cinayet, öldürülme tehlikesi gibi unsurlarla aynı konumda bulunmasından kaynaklanmaktadır. Postmodern anlatıda bilinç yolculuğu kişinin deneyim anlarının içselleştirilmesi ve öznenin bu şekilde kurulmasına dayandığı için arayış içeri dışarı sınırının roman kişisinde tehdit unsuru olarak algılanması biçiminde karşımıza çıkmaktadır. Bilinç yolculuğunda aranılan unsur “mutlak”, “esrar”, “yitik bellek”, ya da “kayıp merkez”dir. Bu nedenle postmodern anlatıda polisiye, metafizikle bağlantılıdır ve çoğunlukla tarihin üst kurgu olarak kullanıldığı arayışla yan yanadır. Anlatıda öldürülen, çalınan ya da kaybolan unsur postmodern öznenin, merkezi dağılmış bilincinin mutlakı olurken; sanat, kurgu bilinci olarak cinayeti ortaya çıkarmaya çalışan, gerçeğin peşinde olan bu özelliğiyle de arayışın en yakın tanığı olan unsur konumundadır. Cinayeti çözen dedektif, çalınan unsuru bulan görevli, esrarı çözen izsürücü bilinçtir. Postmodern esrar, sanatın dedektif titizliği ve polisiye gerilimle neyi, nasıl ve niçin aradığını sorguladığı, bilincin arayışının tamamına karşılık geldiği tanıklık konumunu ortaya çıkarmaktadır. Esrarı arayan öznenin bilinci öldürülmüştür. Özne arayışı boyunca kendine ait sırrı çalan hırsızı ya da kendisini öldüren katili aramaktadır.
Birincil Dil | Tr |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 1 Sayı: 1 |