Amaç: Bu çalışmada hemşirelik bölümü öğrencilerinin içselleştirilmiş kilo önyargı düzeyinin
depresyon ve yeme davranışlarıyla ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipteki araştırmada 329 öğrenciye ulaşılmıştır. Veri toplamak
amacıyla Soru Formu, İçselleştirilmiş Kilo Önyargı Ölçeği, Beck Depresyon Envanteri ve
Hollanda Yeme Davranışı Anketi kullanılmıştır. Verilerin analizinde sayı, yüzdelik dağılımları,
ortalama, standart sapma, t testi, Pearson Korelasyon testi kullanılmıştır.
Bulgular: Araştırmaya katılanların %73.5’inin kız, %15.1’inin beden kitle indeksi <18.5, %
61.7’sinin 18.5-24.9 ve %23.2’sinin 25.0-40.0 arasında olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin
cinsiyet durumuna göre, yeme davranışı toplam puan ortalamaları ve alt boyutlarında duygusal
yeme arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu, kız öğrencilerin puan ortalamasının daha
yüksek olduğu saptanmıştır. Beden kitle indeksi ve kilo önyargıları toplam puan ortalamaları
arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu, sadece kilolu-obez bireylerin değil zayıf
bireylerinde kilolarından dolayı kendilerini damgaladıkları belirlenmiştir. Öğrencilerin kilo
önyargı ile depresyon ölçeği ve yeme davranışı toplam puanı, alt boyutlarından duygusal yeme
ve kısıtlayıcı yeme arasında pozitif yönde ve anlamlı düzeyde bir ilişki olduğu saptanmıştır.Sonuç: Çalışmamızda içselleştirilmiş kilo önyargı düzeyi ile depresyon, duygusal ve kısıtlayıcı
yeme davranışları arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişki belirlenmiştir.
İçselleştirilmiş kilo önyargı düzeyinin sadece kilolu-obez bireylerde değil aşırı zayıf bireylerde
de yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda; toplumdaki kiloya
yönelik önyargılarla beslenen içselleştiriLmiş önyargı düzeyinin kilo ile mücadelede göz ardı
edilmemesi gerektiği düşünülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 11 Ağustos 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |