The human behavioral typology, which is accepted as an assumption by the mainstream economics is severely criticized by many intellectuals. The mentioned typology of homo economicus considers human being as an entity that makes rational choices when faced with scarcity and behaves towards the establishment of a social order within the framework of market mechanism. However, thinkers such as Karl Polanyi and Thorstein Veblen do not accept such an attitude and emphasize that human being has two different aspects, both as an individual and as a social entity. Therefore, contrary to the mainstream economics’ rational individual, human being experiences an inner conflict due to these two different peculiarities and thus displays almost neurotic behaviours. This approach puts forward that a homo duplex typology could be envisaged through Durkheim’s proposition. Yet, it should be underlined at this point that the so-called homo duplex has two dimensions : real and ideal. In this context, this ideal type finds its roots in the human being that experiences Plato’s partition between Body and Soul. It should also be researched that this approach could easily lead to an impasse of normative and metaphysical discussions. Although this attitude cannot be defined as falsifiable, it can be used as a regulative idea aiming at arranging the world of thoughts in order to take advantage at least of his analytical character.
Yerleşik iktisadın varsayım olarak kabul ettiği insanın davranış düzlemi bir çok düşünür tarafından kıyasıya eleştirilmektedir. Söz konusu homo economicus tipolojisi, insanı kıtlık karşısında rasyonel seçimler ortaya koyan ve piyasa mekanizması çerçevesinde toplumsal düzenin kurulması yönünde davranan bir varlık olarak kurgulamaktadır. Ancak, Karl Polanyi ve Thorstein Veblen gibi düşünürler bu tarz bir yaklaşımı kabul etmemekte ve insanın, hem bir birey hem de bir toplumsal varlık olmak üzere, iki farklı niteliği olduğunu vurgulamaktadırlar. Dolayısıyla, yerleşik iktisadın rasyonel bireyinin aksine, insan bu iki farklı niteliği özelliğiyle bir içsel çatışma yaşamakta ve bu nedenle de nevrotik olarak tanımlanabilecek davranışlar sergilemektedir. Bu yaklaşım Durkheim’ın önermesi ile bir homo duplex tipolojisinin kurgulanabileceğini göstermektedir. Ancak, bu noktada söz konusu homo duplex’in bir boyutunun reel, bir diğer boyutunun ise ideal niteliğe sahip olduğu da vurgulanmalıdır. Bu çerçevede, bu ideal tip Eflâtun’un Beden ile Ruh arasındaki bölünmeyi yaşayan insanında köklerini bulmaktadır. Bu yaklaşımın kolaylıkla normatif ve metafizik karakterli tartışmaların bataklığına saplanmaya neden olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak, bu yaklaşım yanlışlanabilir bir biçimde ifade edilemese bile, en azından analitik karakterinden istifade etmek suretiyle düşünce dünyasını düzenlemeye yönelik bir regülatif ide olarak kullanılabilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2002 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2002 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2002 Cilt: 20 Sayı: 2 |
Dergiye yayımlanmak üzere gönderilecek yazılar Dergi'nin son sayfasında ve Dergi web sistesinde yer alan Yazar Rehberi'ndeki kurallara uygun olmalıdır.
Gizlilik Beyanı
Bu dergi sitesindeki isimler ve e-posta adresleri sadece bu derginin belirtilen amaçları doğrultusunda kullanılacaktır; farklı herhangi bir amaç için veya diğer kişilerin kullanımına açılmayacaktır.