Amaç: Bu çalışmada üçüncü basamak pandemi hastanesinin kadın hastalıkları ve doğum ünitesinde görevli doktor, hemşire, ebe ve anestezi teknisyenlerinde tükenmişlik sendromu ile ilişkili risk faktörlerinin belirlen-mesi amaçlanmıştır.
Materyal ve metod: Sosyo-demografik bilgileri ve iş yeri ile ilgili özellikleri içeren anket formu ile Maslach Tükenmişlik Ölçeğini 1-15 Eylül 2021 tarihleri arasında dolduran 316 katılımcı çalışmaya dahil edilmiştir.
Bulgular: Genç çalışanlarda duyarsızlaşma skoru (p=0,001), kadınlarda duygusal tükenmişlik ve kişisel başarı skorları anlamlı olarak yüksek saptandı (p=0,043 ve p=0,003). Kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarında diğer branşlara göre anlamlı olarak daha yüksek duygusal tükenmişlik ve duyarsızlaşma skorları bulunmuştur (p=0,021 ve p=0,038). Çalışılan birimler incelendiğinde, yoğun bakımda çalışanlarda en yüksek, poliklinikte çalışanlarda en düşük duyarsızlaşma tespit edilmiştir (p=0,039). Toplam hizmet süresindeki artış ile duyarsızlık skorundaki azalış ve kişisel başarı skorundaki yükseliş korele bulunmuştur (p=0,003 ve p=0,004). Meslekten beklentilerinin karşılanmadığını ya da kısmen karşılandığını belirtenlerde duygusal tükenmişlik skoru anlamlı yüksek saptanmıştır (p=0,032). Ekstra saat çalışanlarda duygusal tükenmişlik ve duyarsızlaşma skorları anlamlı yüksek bulunmuştur (p=0,004 ve p=0,012). Fiziki koşulların yetersiz olduğunu bildiren çalışanlarda duygusal tükenmişlik skorunda anlamlı yükseklik saptanmıştır (p<0,001). COVID-19’lu hastalara doğrudan hizmet sunan grupta duygusal tükenmişlik ve duyarsızlaşma skorunda anlamlı yükseklik, kişisel başarı skorunda anlamlı düşük-lük saptanmıştır(p=0,014, p=0,003 ve p=0,014).
Sonuç: COVID-19 pandemisi çalışanlarda tükenmişlik sendromu riskinde artışa neden olmaktadır. Ağır çalışma koşulları ve çalışma ortamındaki fiziki yetersizlikler tükenmişlik sendromu riskini artıran diğer nedenlerdendir.
Anahtar Kelimeler: COVID-19 Pandemisi, Tükenmişlik Sendromu, Kadın hastalıkları ve Doğum
Background: This study aimed to determine the risk factors associated with burnout syndrome in doctors, nurses, midwives, and anesthesia technicians working in the gynecology and obstetrics unit of the tertiary pandemic hospital.
Materials and Methods: A total of 316 participants who filled out the Maslach Burnout Scale with a question-naire including socio-demographic information and workplace-related characteristics between 1-15 Septem-ber 2021 were included in the study.
Results: Depersonalization scores were significantly higher in young employees (p=0.001), and emotional exhaustion and personal accomplishment scores were significantly higher in female employees (p=0.043 and p=0.003, respectively). Significantly higher emotional exhaustion and depersonalization scores were found in obstetricians compared to the clinicians from the other departments (p=0.021 and p=0.038, respectively). When the departments were analyzed, the highest depersonalization score was detected in those working in the intensive care unit, and the lowest in those working in the outpatient department (p=0.039). The increase in the duration of working life and the decrease in the depersonalization score and an increase in the personal accomplishment score were found to be significantly correlated (p=0.003 and p=0.004, respectively). The emotional exhaustion score was found to be significantly higher in those who stated that their expectations from the profession were not met or partially met (p=0.032). Emotional exhaustion and depersonalization scores were found to be significantly higher in those who worked additional shifts (p=0.004 and p=0.012, respectively). A significantly higher emotional exhaustion score was found in the medical staff who reported inadequacies in the physical work environment (p=<0.001). Significantly higher levels of emotional exhaustion and depersonalization scores, and a significantly lower personal accomplishment score were found in health-care workers who provided medical care to COVID-19 patients (p=0.014, p=0.003, and p=0.014, respectively)
Conclusions: The COVID-19 pandemic causes an increased risk of burnout syndrome in employees. Heavy working conditions and inadequacies in the physical work environment are other reasons that increase the risk of burnout syndrome.
Keywords: COVID-19 pandemic, Burn-out Syndrome, Gynecology and Obstetrics
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 19 Ekim 2021 |
Kabul Tarihi | 4 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi / Journal of Harran University Medical Faculty