Amaç: Özgül öğrenme bozukluğu (ÖÖB) okul yıllarında başlayan, etkilenen okul becerilerinin bireyin kronolojik yaşına göre beklenenin altında olduğu, okuma, yazılı anlatım veya matematik bozukluğu ile giden bir bozukluktur. ÖÖB tanılı bireyler için klinik seyir karmaşık ve çok yönlüdür. Çalışmamızın amacı ÖÖB tanılı çocuklarda, tanıyı takip eden bir yıl içinde psikometrik özelliklerin seyrini, müdahale programlarına uyum, ek psikiyatrik tanı ve psikotrop ilaç kullanımı gibi özellikleri değerlendirmek ve prognoza etkisini incelemektir.
Materyal ve metod: Çalışmamızın örneklemi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları polikliniğine 1 Ocak 2022-30 Aralık 2023 tarihleri arasında başvuran ve DSM-5 temelli klinik değerlendirmede ÖÖB tanısı konulan 6-12 yaş aralığındaki çocuklardan oluşmaktadır. Tüm katılımcılara sosyodemografik veri formu, Hollingshead - Redlich Ölçeği, Çocuk ve Ergenlerde Yıkıcı Davranım Bozuklukları İçin DSM-IV’ e Dayalı Tarama ve Değerlendirme Ölçeği - Turgay, Klinik Global İzlenim Ölçeği, Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli Türkçe Uyarlaması ve WISC-R testi uygulanmıştır.
Bulgular: Çalışmada yaş ortalaması 9,7±1,413 olan, 25 erkek ve 13 kız olmak üzere ÖÖB tanılı toplam 38 çocuk mevcuttu. ÖÖB’ ye eşlik eden psikiyatrik hastalık oranı %92,1’di. Hastaların %73,7’sinde en az bir psikotrop ilaç kullanımı vardı. Başlangıç ve izlemdeki WISC-R puanları karşılaştırıldığında; izlemde sözcük dağarcığı ve sözel puan değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı azalma olduğu bulundu. Şiddetli düzey hasta grubunda izlemdeki WISC-R sözcük dağarcığı ve sözel puan değerleri orta düzeyde hasta grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşüktü. WISC-R sözcük dağarcığı ve sözel puanı değişimine etki eden bağımsız değişkenler regresyon analizi ile incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı.
Sonuç: Çalışmamız kombine görünümde ÖÖB tanılı çocuklarda bir yıllık takip sonrasında WISC-R testi sözel ve sözcük dağarcığı puanlarında azalma olduğunu göstermektedir. ÖÖB tanılı çocukların güçlü ve zayıf yönlerini gösteren bilişsel profillerinin zeka testleriyle belirlenerek takip edilmesi ve müdahale programlarının bireysel gereksinimlere uygun planlanması gerekmektedir.
Bu çalışma, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu tarafından 26.11.2024 tarihinde 2024.316.11.23 sayısı ile onaylanmıştır.
yoktur
-
Background: Specific learning disorder (SLD) is characterized by significantly lower-than-expected performance in reading, written expression, and mathematics, given an individual's level of intelligence and educational background. The clinical course of individuals diagnosed with SLD is complex and multifaceted. This study aimed to examine the one-year trajectory of psychometric outcomes in children diagnosed with SLD with combined presentation affecting reading, writing, and mathematics.
Materials and Methods: The study sample consisted of children aged 6 to 12 who presented to the Child and Adolescent Mental Health and Disorders outpatient clinic between 01.01.2022-30.12.2023, and were diagnosed with SLD based on a DSM-5-based clinical evaluation. The sociodemographic data form, Hollingshead-Redlich Scale, Disruptive Behavior Disorders in Children and Adolescents-Turgay Based on DSM-IV, Clinical Global Impression Scale, the Schedule for Affective Disorders and Schizophrenia for School-Age Children–Present and Lifetime Version, Turkish Adaptation, and the Wechsler Intelligence Scale for Children-Revised Form (WISC-R) were administered for all participants.
Results: This study included a total of 38 children diagnosed with SLD, comprising 25 boys and 13 girls, with a mean age of 9,7±1,41 years. The comorbidity rate of psychiatric disorders was 92,1%, and 73,7% of the participants were receiving at least one psychotropic medication. When baseline and follow-up WISC-R scores were compared, a statistically significant decline was observed in vocabulary and verbal subtest scores at follow-up. In the severe patient group, follow-up WISC-R vocabulary and verbal scores were found to be statistically significantly lower than those of the moderate patient group. Regression analysis revealed no statistically significant relationship between independent variables and the changes in WISC-R vocabulary or verbal scores.
Conclusions: The results of this study demonstrated a decline in verbal and vocabulary scores on the WISC-R test in children diagnosed with SLD with combined presentations after one year of follow-up. Cognitive profiles reflecting the strengths and weaknesses of children with SLD should be identified and monitored using standardized intelligence tests, and intervention programs should be tailored to meet the individual needs of each child.
Bu çalışma, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu tarafından 26.11.2024 tarihinde 2024.316.11.23 sayısı ile onaylanmıştır.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 7 Ağustos 2025 |
| Kabul Tarihi | 1 Aralık 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 22 Sayı: 4 |
Bu dergide yayınlanan makaleler Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 (CC-BY-NC-SA 4.0) Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.