Amaç: Günümüzde medya geniş anlamıyla ele alındığında, başta televizyon olmak üzere bilgisayar/internet, gazete, sinema, video, billboardlar, afişler gibi çeşitli araçlarıyla yaptığı yayınlarda yoğun şekilde şiddet içerikli unsurlar barındırmaktadır. Bu şiddet unsurları, insan psikolojisini olumsuz yönde etkileyen en önemli faktörler arasında sayılmaktadır.
Bu çalışma ile, özellikle televizyonlarda yer alan şiddet içeren haber ve programların, gençlerde meydana gelen şiddet olaylarına etkisini ve bireylerin ruh sağlığını nasıl etkilediğini araştırıp, şiddeti önlemek amacıyla alınabilecek önlemleri tartışıp, bu konuda bir farkındalık oluşturmayı amaçladık.
Materyal ve Metod: Veri toplama tekniği olarak yüz yüze anket yöntemi kullanılmıştır. Anketler Harran Üniversitesi Kampüsünde rastgele seçilen 109’u kadın 91’i erkek olmak üzere 200 sağlıklı üniversite öğrencisine uygulanmıştır. Katılımcıların anket formları SPSS programında frekans ve yüzdeleri hesaplanarak yorumlanmıştır. Daha sonra cinsiyet-görsel medya davranışları ilişkileri, Ki-Kare testi kullanılıp test edilerek elde edilen sonuçlar ışığında bilimsel makale oluşturulmuştur.
Bulgular: Katılımcıların “Tv de yayınlanan şiddet unsuru içeren programların özellikle tercih edildiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlara bakıldığında; %74,5 oranında evet %25,5 oranında hayır ortaya çıkmıştır. “Tv de yayınlanan programlardaki şiddet unsurlarının davranışları etkilediğini düşünüyor musunuz?” sorusunun yanıtları incelendiğinde %92,5 oranında evet %7,5 oranında hayır gelmiştir.
Sonuç: Her ne kadar çeşitli yasal düzenlemelere başvurulsa da bunların, yayıncılara caydırıcı olmadığı, aynı tehlikenin giderek büyüdüğü görülmektedir. Dolayısıyla bu konuda RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu)’ün caydırıcılığa sebep olacak daha büyük müeyyideleri alması zorunlu hale gelmiştir. Şiddetin sunumu konusunda, caydırıcı olmak yerine pazarlamasında aktif rol oynayan medyanın doğru okunması, özellikle anne babaların çocuklarını medya karşında savunmasız bırakmaması gerekmektedir. Başta çocuklar ve gençler olmak üzere, herkese, medyayı takip ederken medyanın doğasını kavrama eğitimi, yaygın ve etkin olarak verilmelidir. Özellikle televizyon izlerken ve internet ortamında bulunurken sunulan her şeyi kabullenip pasif olarak izleme yerine, seçici davranma, eleştirel gözle bakma becerisi kazandırarak ve medyada sunulan pek çok şeyin kurgusal bir nitelik taşıdığı bilincini sağlayarak medyayı okuma becerisi kazandırılmalıdır.
Background: Today, when the media is handled with a broad sense, it contains intense violent elements in the publications such as television, computer / internet, newspaper, cinema, video, billboards and posters. These elements of violence are among the most important factors affecting human psychology negatively.
In this study, we aimed to investigate the effects of violent news and programs, especially on television, on the incidents of violence in young people and how they affect the mental health of the individuals and discuss the measures that can be taken in order to prevent violence.
Material and Methods: Face-to-face survey method was used as data collection technique. The questionnaires were applied to 200 healthy university students, 109 female and 91 males, randomly selected in the Harran University Campus. Participants' questionnaires were interpreted by calculating frequency and percentages in SPSS program. Then, the Chi-square test was used to test the relationships between gender and visual media behaviors. Thus, a scientific article was created with the test results obtained.
Results: When we assess the answers given by the participants in the question "Do you think that programs containing violent elements broadcast on TV are especially preferred?" 74.5% yes, and 25.5% no, have emerged. And when we assess the answers of the question "Do you think that the violence elements on TV broadcasts affect the behavior?" 92.5% answered yes, 7.5% no, have emerged.
Conclusions: Although various legal regulations are enforced, it seems that these are not deterring to publishers, and the same danger is growing. Therefore, it has become compulsory for RTÜK (Radio and Television Supreme Council) to take more serious sanctions, which will provide deterrence. It must be clearly seen that the media plays an active role in the marketing of violence rather than deterrence. In particular, parents should not leave their children vulnerable to the media. Everyone, especially children and young people, should be taught widely and effectively to understand the nature of the media while following the media. Especially when watching TV and internet, instead of accepting everything presented passively, it should be given the ability to act selectively, to have a critical eye, and to acquire the knowledge that many things presented in the media have a fictional quality.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Ağustos 2018 |
Gönderilme Tarihi | 11 Temmuz 2018 |
Kabul Tarihi | 24 Temmuz 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 15 Sayı: 2 |
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi / Journal of Harran University Medical Faculty