Kitle iletişiminde,
mesajın aynı anda toplu iletimini “telsiz” olarak sağlayabilen radyo, matbaanın
gücünü egale eden ilk kitle iletişim aracı olmuştur. Üstelik bunu sesle
yapabilme özelliği nedeniyle hedef kitlesi açısından “okur-yazarlık” gibi bir
ön şartı da aşabilmiştir. İcadından itibaren, bir kitle iletişim aracına
dönüşme sürecinde, topluluklara etkili bir biçimde ulaşabileceğini keşfeden farklı
ülkeler ve yönetim biçimleri, radyoyu bir haber, eğlence, eğitim ya da
propaganda aracı olarak kullanmışlardır. Radyonun bu etkili potansiyelinin Türkiye’de
Cumhuriyet Yönetimi tarafından da erken bir dönemde anlaşıldığı görülmektedir. 1927’de
devlet destekli özel teşebbüsle başlayan ve devlete bağlı farklı kurumların
yönetiminde devam eden radyo yayıncılığı, öncelikle rejimin yerleştirilmesinde
ve ulusun eğitilmesinde önemli bir araç olmuştur. Bu çalışmada, 90 yıllık bir
geçmişe sahip olan Türkiye’de radyo yayıncılığının 1927’den çok partili döneme
geçişe kadar olan süreçteki teknik, içerik, izlenme açısından durumu, siyasi,
ekonomik ve toplumsal olaylar bütünüyle birlikte ele alınmaktadır.
Radyo Yayıncılık Türkiye’de Radyo Yayıncılığı İstanbul Radyosu Ankara Radyosu
Bölüm | Araştırma Makalesi |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2018 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ekim 2017 |
Kabul Tarihi | 13 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 10 Sayı: 1 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)