Dünya nüfusunun ve yaşam kalitesinin artmasıyla ortalama yaşam
süresi uzamakta olup dünya nüfusu 9 milyarı bulacak şekilde artacaktır.
Artan nüfus eğitime duyulan talebi de beraberinde getirecek ve özellikle
yükseköğretim alanı sadece eğitim alanı için değil, hayatın geri kalan
diğer kısımları için de ciddi bir potansiyel oluşturacaktır. Sınırların
gitgide yok olmaya yüz tuttuğu bir ortamda küreselleşmenin de etkisiyle
yükseköğretime erişim çok daha kolaylaşmışken ve hatta yaşadığımız
şehirde bile birden fazla aynı nitelik ve niceliğe sahip yükseköğretim
kurumu bulabiliyorken nitelikli insanları kendi kurumlarına çekebilmek
için eğitim kurumlarının ne gibi stratejileri olmalıdır? Bunun yanı sıra
buralardan mezun olan kişiler yarışa girdiklerinde en dış kulvardaki ile
en iç kulvardaki kişinin eşit rekabet gücünü sağlayacak fırsatlar sadece
yükseköğretim ile verilen eğitimle mi sınırlıdır? Uluslararasılaşmanın
farklı biçim ve mekanizmalarını kullanarak farklı ülkelerde eğitim almayı
tercih etmiş kişinin bu eğitim sonucunda beklentisi sadece iyi bir iş mi
bulmaktır ve eğitim veren kurum da uluslararasılaşmanın neticesinde
sadece adını uluslararası arenada duyurmak mı istemektedir? Kültürel,
dilsel ve dinsel benzerlikler yurtdışı eğitim alma tercihlerinde oldukça
belirgin midir? İç savaşların bu tercihlerde rolü nedir?
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Nisan 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 2 Sayı: 1 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)