Çocuklarda yabancı dil öğretimi dikkat çekici bir konudur. İnsanoğlu,
yaşamının ilk yıllarında her yönden gelişime açık olduğu gibi, dil
öğreniminde de doğuştan gelen büyük bir kapasiteye sahiptir. Eğer bu
yaşlarda bulundukları ortamı serbestçe incelemelerine olanak sağlanır ve
bu ortam aileleri, öğretmenleri ve arkadaşlarınca zenginleştirilirse, daha
huzurlu, yaratıcı ve özgür bireyler olarak yetişirler. Her ne kadar çocukların
algıları bu yaşlarda son derece açık olsa da, dikkatlerini uzun süre toplamakta
zorlanırlar. Yıllar içinde, motivasyonu ve özgüveni yüksek özerk öğrenciler
yetiştirebilmek için birçok öğretim metodu geliştirilmiştir. Bu süreçte,
yabancı dil öğretmenleri, derslerini daha keyifli, etkili ve verimli hale
getirebilmek için çeşitli teknikler denemişlerdir. Bunlardan en keyifli ve
ilgi çekici olanlarından biri de hikâye anlatımıdır. Bu teknik, çocuk yaştaki
öğrencileri kendi öğrenme süreçlerine dâhil ederek; onların hayal güçlerini,
yaratıcılıklarını, özgüvenlerini, öz farkındalıklarını, dil akıcılıklarını,
sözcük bilgilerini, dinleme konuşma yetilerini desteklemektedir. Bu
çalışma, çocuklarda yabancı dil öğretiminde etkileşimli hikâye anlatımının
önemine dikkat çekerek, bu tekniğin dijital hikâye anlatımından daha etkili
olduğunu ortaya koymaktadır. 24 okul öncesi öğrencisiyle gerçekleştirilen
bu çalışmada nitel bir araştırma yöntemi kullanılmış ve veri toplama için
öğretmen günlüklerinden ve video kayıtlarından faydalanılmıştır
English Language teaching is significant at early ages. Young learners
have a big innate capacity to learn new languages during those years. In
their first years of life, human beings observe the environment in which
they grow up and try to understand the process of their own development.
If they have an opportunity to observe the environment enriched by their
parents, teachers, or friends, they will become more peaceful, creative,
autonomous, and independent individuals. Even though they have a
powerful learning ability, imagination, and memory, it is hard to take
their attention and preserve it for a long time. Over the years, numerous
teaching methods have been used to have more motivated, self-confident,
autonomous learners. Therefore, for many years, educators have attempted
to find out the most powerful way for teaching languages. Hence, they
have used many strategies and techniques to make their lessons more
joyful, efficient, and challenging. One of the most entertaining and
captivating techniques in this regard is storytelling. It has a significant role
in involving young learners in the learning process. It supports learners’
imagination, creativity, understanding, self-confidence, self-awareness,
language fluency, vocabulary knowledge, speaking and listening skills.
This paper aims to identify the benefits of using interactive storytelling in teaching English to young learners in comparison to digital storytelling. In
the present study, a qualitative research method was used. In a classroom
setting, teacher diary entries and video recordings were used to collect
data. The research was conducted with 24 young learners at a language
course in İstanbul, Turkey.
Storytelling interactive storytelling Digital storytelling Young learners Teaching English as a second/foreign language
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Eğitim Üzerine Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 1 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)