Tüketim kültürünün bedenler üzerinde ürettiği tahakküm son dönemde birçok çalışmaya konu edilmiştir. Bedenin çeşitli iktidar araçlarıyla denetim altında tutulduğunu vurgulayan bu çalışmalar literatüre önemli katkılar sunmakla birlikte önemli sınırlılıkları da içermektedir. Bu çalışma, zayıflama hikâyelerini anlatan bireylere odaklanarak bu sınırlılığı aşacak yeni perspektifler sağlamayı amaçlamaktadır. Zayıflama hikâyelerinin öznellik mi tabiiyet mi ürettiği araştırmanın temel sorusunu oluşturmaktadır. Bu doğrultuda popüler sosyal medya mecrası olan YouTube’da 6’sı kadınlar 4’ü erkekler tarafından anlatılan toplam 10 zayıflama hikâyesi üzerine anlatı analizi yürütülmüştür. Sonuç olarak, çalışmada, zayıflama hikayelerinin dualist bir yapısı olduğu görülmüştür. Zayıflama hikayeleri bir öznellik üretme potansiyeli taşımaktadır. Ancak bu öznellik, tözsel olmaktan uzak bir süreçle ortaya çıkar. Ne otonom bir özneyi ne de mutlak tabiiyeti öne çıkarır. İktidar mekanizmalarına sürekli bir boyun eğişle oluşmadığı gibi otonom bir öznenin kendi kararlarının dolaysız bir sonucu da değildir. Anlatılara göre öznellik, bu iki kutup arasında bir sarkaç gibi sürekli gidiş gelişlerde belirginlik kazanan bir durumdur.
The domination produced by the consumption culture on bodies has been the subject of many studies. Emphasizing that the body is kept under control by various power tools, these studies make important contributions to the literature, but also contain important limitations. This study aims to provide new perspectives to overcome this limitation by focusing on individuals who tell their weight loss stories. The main question of the research is whether the weight loss stories produce subjectivity or subjection. In this direction, a narrative analysis was conducted on a total of 10 weight loss stories, 6 women and 4 men, on YouTube. As a result, in the study, it was seen that the weight loss stories had a dualist structure. Weight loss stories have the potential to produce subjectivity. However, this subjectivity emerges through a process that is far from being substantial. It neither emphasizes an autonomous subject nor absolute subjection. It is not formed by a permanent subordination to power mechanisms, nor a direct result of an autonomous subject's own decisions. In the context of narratives, subjectivity is a situation that becomes evident in the constant oscillations between these two poles like a pendulum.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Orjinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2022 |
Gönderilme Tarihi | 17 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 1 |