The texts and discourses that constitute an important step of semiotics studies are the language codes used to express one's thought. Continuously renewed and moving discourses allow the analysis of urban meaning and memory. Thus, as in the semiotic map of each language, different perspectives occur in the memory map of each space. In this context, literary fiction acts as a text that strengthens the relations between memory and spaces. The unique distinctions in the text reveal palimpsest memory traces. The relation of urban/architectural design with literature is an important tool that develops the ability to understand, imagine, produce and envision. The production of literary space is one of the biggest unifying forces for human thoughts, memories and dreams. This study focuses on the relationship between literature, space and memory. It emphasizes the importance of adding textual fiction to urban context and combining the imaginative fiction of literature with the narrative power of design. In this context, the narrative of the literary space and the space fiction created through texts were analysed on different examples. These examples reveal the meanings of memory with the different representation forms. Semiotic narrative and visual representations contribute directly to the production of urban/architectural space.
Göstergebilim incelemelerinin önemli bir basamağını oluşturan metin ve söylemler, kişinin düşüncesini ifade etmek için kullandığı dil kodlarıdır. Sürekli olarak yenilenen ve devinen söylemler, sözel ve görsel anlatımın zaman dizilim ilişkileri içinde, farklı katmanları ayrıştırarak kentsel anlam ve hafızanın bir süreç boyunca analiz edilmesine olanak sağlamaktadır. Böylece, her dilin semiyotik haritasında olduğu gibi her mekânın hafıza haritasında farklı görüngüler oluşmaktadır. Bu bağlamda edebi kurgu, hafıza ile mekânlar arasındaki ilişkileri güçlendiren bir metin görevi görmektedir. Metnin içerdiği özgün ayrımlar, silikleşen ve üst üste binen palimpsest hafıza izlerini ortaya çıkarmaktadır. Kentsel/mimari tasarımın edebiyatla olan ilişkisi, anlama, hayal etme, üretme ve tasavvur etme becerisini geliştiren önemli birer araçtır. Yazınsal mekân üretimi, insanın düşünceleri, anıları ve düşleri için en büyük birleştirici güçlerden biridir. Bu çalışma, edebiyat, mekân ve hafıza arasındaki ilişkiye odaklanmakta, kentsel bağlama metinsel kurguyu ekleyebilmenin ve edebiyatın düşsel kurgusu ile tasarımın anlatı gücünü birleştirmenin önemini vurgulamaktadır. Bu çerçevede, yazınsal mekânın anlatısı ve metinler aracılığıyla ortaya çıkarılan mekân kurgusu, seçilen farklı örnekler üzerinden incelenmiştir. Bu örnekler, sundukları farklı temsil biçimleriyle hafızanın barındırdığı anlamları ortaya koymaktadır. Metinler aracılığı ile yapılan göstergebilimsel anlatı ve görsel temsilleri, kentsel/mimari mekânın üretimine doğrudan katkı sağlamaktadır.
Yazınsal mekân hafıza kodları göstergebilim görsel temsiliyet
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |