Memory concept is expressed as the ability to keep understanding alive through the concepts such as experience, sensation, impression, perception with its general framework and the general definition of memory is that; it is not only composed of past, but also it is the overlap of the images that stored past, events or individuals by correlating them which will be stored at the present or future periods. The memory concept that is more associated with the process of experienced makes sense relating with the “living space” unlike the abstract time. In other words, the matter brought in to time the feeling of life experience, is the traces of the features belong to space, left in the memory (Nora,2006).The traces of space left in the memory; subsist through several representations, indicators, symbols and via the interaction and communication of the social groups underlying the formation of collective memory as well. Therefore, memory is not an ability; it is determined by the current social circumstances. (Assmann, 2001 and Halbwachs, 1992). Given these definitions, the scope of the study is to reveal the connection between the space and the collective memory and it is also to draw attention the issue of extermination of ownage, binding and sense of belonging due to eradication of the spatial components coded in collective memory voluntarily and involuntarily. The study is analyzed under the two main titles of conceptual and case study inferences. In the first part of the study, the components of “urban memory” is described by linking the space to memory; in the second part, spatial alterations are interpreted over traces left in the memories of living people by means of interviews, detection and observation techniques within the scope of memory- perception and space phenomena in İstanbul Tuzla Köyiçi settlement. This study reveals the connection between space and the collective memory which is occured as a result of cultural heritage produced by civic throughout generations and is based on being the main indicator of the collective memory “the reason why people live in the city.
Bellek üzerine yapılan tanımlamalar; belleğin deneyim, duyum, algı gibi kavramlarla, kavrayışları canlı tutabilme yetisi olduğunu; sadece geçmişten ibaret olmadığını; geçmişte depolanan imgelerin, olayların ya da kişilerin, şimdi ve gelecekte depolanacaklar ile ilişkilendirilerek üst üste çakıştırıldığını ifade etmektedir. Bellek, yaşanan “mekanla” ilişkili olarak anlam kazanmakta; mekanda var olan ve geçmişin özelliklerini barındıran somut izler; mekanın kullanıcısı olan bireylerin zihninde bireysel, sosyal, tarihsel, kültürel, vb. değerlerle birleşerek “mekan belleğini” oluşturmaktadır. Mekanın bellekte bıraktığı izler; varlığını birtakım göstergeler, semboller ve sosyal grupların iletişimi ve etkileşimi üzerinden sürdürmektedir. Dolayısı ile bellek bireysel bir yeti değildir ve içinde bulunulan toplumsal koşullar tarafından belirlenmektedir (Assmann, 2001 ve Halbwachs, 1992). Kolektif bellek olarak da tanımlanan bu olgu tarih, kültür ve iktidar çerçevesinde süre giden bir değişim içindedir ve iktidar mücadelelerine, sosyal ve kültürel akımlar, vb. olaylara sahne olan mekan, toplumsal kimlik ve belleğin izlerini taşımaktadır. Çalışmanın amacı; kentlerin kültür birikiminin bir sonucu olarak kolektif belleğin mekan ile ilişkisini ortaya koymak ve kolektif bellekte kodlanan mekansal öğelerin istemli ya da istemsiz şekilde yok edilmesinin, bireylerin üzerinde yarattığı aidiyet, kimlik vb. sorunlarına dikkat çekmektir. İki ana başlıkta ele alınan çalışmanın birinci bölümünde bellek ve kolektif bellek kavramlarının mekan ile bağlantısı kurularak “kentsel hafızanın” bileşenleri tanımlanmış; ikinci bölümde ise; İstanbul, Tuzla Köyiçi Yerleşmesi, bellek-algı ve mekan olguları çerçevesinde ele alınarak, mekansal değişim, mülakat, tespit ve gözlem teknikleri ile yaşayanların belleklerinde kalan izler üzerinden yorumlanmıştır. Bu çalışma, kentlerin kuşaklar boyu ürettiği kültür birikiminin bir sonucu olarak kolektif belleğin mekan ile ilişkisini ortaya koymakta ve kolektif belleğin “insanların kentte neden yaşadığının” temel göstergesi olması üzerine temellenmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 8 Sayı: 22 |