Fatih Çalmaz: Ankara’nın
“bir yerlerde toplanan insan varlığı” anlamında edebiyat ve sanat mahfillerinin
tarihi sanırım Ankara’nın başkent olması ile başlıyor. Ankara’daki ilk edebi
mahfiller ve sanat mahfilleri hakkında ne söylemek istersiniz? Kimler,
nerelerde bir araya geliyordu? Ne konuşuluyordu?
Mehmet Aycı: Çankaya sofrası vardı canım… Bir defa “resmi”
edebiyatçının, sanatçının toplanma mekânı Çankaya sofrası değil miydi? Falih Rıfkı’nın
kulakları da çınlasın tabii, kulakları çınlayacak çok kişi var. Şaka bir yana da, o günün edebiyatçıları da
elbette bir araya geliyorlardı. Meyhanelerde, kıraathanelerde, evlerde… Bu
günkü anlamda mahfil miydi, bilmiyoruz. Öyle bir şey daha çok 1950 sonrası
oluşmaya başlayan bir şey… Eğer “otel lobisi”ni veya filanın meyhanesini, Gar
Gazinosu’nu mahfil sayacaksak bu başka… Kimler kimlerle bir araya geliyordu
derken sanki bir ayrışma varmış gibi bir ima da var soruda… Öyle değil… O dönem
zaten çokça da “gönülsüz” Ankara’da bulunan üdebanın, şuaranın birden fazla ve
farklı mekânları vardı demek doğru olmaz. Bunlar zaten birbiriyle görüşüyorlar.
Bir avuç Ankara içi… Biraz dumanlı, biraz gurbet hissiyle, içlerinde ikbal
kaygısı olanlar da var, biraz gizli kırgın ve kederli… Sembolik bir dille
söylersek CHP Genel Sekreteri Esendal’ın “Ayaşlı İbrahim Efendi”nin konağı
hikayesi gibi… Değişen bir şey yoktu, konak aynıydı, arkadaşlar aynıydı,
herkesin birbirini gördüğü, konuştuğu mekânlar… İstanbul’daki gibi İkbal,
Meserret, Küllük tarzı bir yer beklemeyin lütfen… Yoktu o… Okuduklarımızdan,
anılardan bunu biliyoruz. Fotoğrafı bile yok öyle mekânların… Öyle mekânlar yok
çünkü…
Ankara’da Edebiyat Mahfilleri Edebiyat Mahfilleri Mehmet Aycı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Söyleşi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 4 Sayı: 10 |