2011 yılının Kasım ayında gün yüzüne çıkan ırkçı Nasyonal
Sosyalist Yeraltı (NSU) adlı terör hücresinin 2000 ile 2006 yılları arasında
işlediği ve 8 Türk, 1 Yunan ve 1 Alman polis memurunun hayatını kaybettiği
cinayetlerle aşırı sağcı terörün organize hale gelmiş olması Almanya’yı sarsmış
ve yeni tartışmaların başlamasına neden olmuştur. Terörizmin ırkçı bir örgüt
tarafından kullanılması resmi kurumlarca o güne kadar kabul edilmeyen ve
üzerinde durulmayan bir durumdur. Yabancı düşmanlığı ile başlayan ve ırkçı
şiddete giden yolda devlet kurumlarının ihmalleri ve yanlış tespitlerinin olduğu
ve durumun vahameti daha da anlaşılmıştır. Türk işçilerinin 1961’de akdedilen
bir işgücü sözleşmesi ile Almanya’da istihdam edilmeye başlamalarından bugüne
kadar geçen süre içinde bu ülkedeki sonraki kuşaklara mensup Türkler içinde
yaşadıkları toplumun ayrılmaz bir parçası haline dönüşmüşlerdir. Almanya’daki
Türkler hakkında son yıllarda sürdürülen tartışmaların başında entegrasyon
gelmektedir. Ancak, bu konudaki tespit ve tartışmalar ayrıştırıcı, ötekileştirici
ve kültürel kimlik odaklıdır. Bu yaklaşımın önde gelen nedeni ise küreselleşme
ile koşut olarak gelişen neoliberal politikalardır. Bu politikalar sosyal
dayanışmayı zayıflatmış ve diğer sonuçlarının yanında özellikle göçmenlere ve
toplumdaki zayıf katmanlara karşı düşmanlığı körüklemiştir. Almanya’daki
yabancı düşmanı kanaat, tutum ve davranışlarla ırkçı terörü bu bağlamda
değerlendirmek gerekmektedir.
işgücü göçü Almanya’daki Türkler ırkçılık NSU entegrasyon neoliberalizm
The November 2011 revelation of the killing of 8
Turks, 1 Greek citizen and 1 German police officer between the years 2000 and
2006, committed by the racist terror group National Socialist Underground
(NSU), showed that the extreme rightist terror became organized and caused a
great trauma in Germany, starting new debates. The use of terror by a racist
organization was unacceptable and negligible to the official institutions until
then. The gravity of the case and the negligence as well as failures in due
identification of the real situation by the state institutions could be
recognized now better. Since the first recruitment of Turkish workers to be
employed in Germany by means of a bilateral agreement, Turks belonging to
younger generations became today an integral part of the society, in which they
live. In recent years, integration is the main discussion subject about Turks
in Germany. Nevertheless, determinations and debates on this matter are
disintegrative, focussing generally on otherness and cultural identity. The
most significant reason of this approach should be sought in neoliberal
policies that are in line with globalism. These policies weakened the social
solidarity and, among other consequences, encouraged hostilities especially
against migrants and weaker social classes in the society. Therefore, it is
necessary to evaluate xenophobic convictions, attitudes and behaviours as well
as racist terror in this context.
labour migration Turks in Germany racism NSU integration neoliberalism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 5 Sayı: 14 |