1961 yılında Federal Almanya’yla yapılan ikili işgücü
anlaşması sonrası başlayan Türkiye’den yurtdışına işçi göçü serüveni, ülkedeki
pek çok dengenin değişmesinde uzun yıllar etkili olmuş, pek çok araştırmanın
konusu olarak literatürde yerini almıştır. Ancak işçi göçüne dair bugüne kadar
ele alınmamış meselelerden birisi afet yaşamış bölgelerde yaşayan kişiler için
ayrılmış olan yurtdışı işçi kotasıdır. 1965-1972 yılları arasında Türkiye’den
yurtdışına işçi gönderimleri sırasında anonim işçi gönderimi içerisinde yüzde
15 oranında bir kota deprem, sel, toprak kayması gibi afetlerin ve baraj
inşaatı gibi çevresel dönüşümlerin sonuçlarından etkilenen bölgelere
ayrılmıştır. Bu çalışmada Türkiye’deki göç ve çevre literatürlerinde bugüne
kadar oldukça sınırlı yer edinebilmiş devlet eliyle yurtdışına çevre göçü
meselesi üzerinde durulmaktadır. Türkiye’den yurtdışına göçmen işçiler
gönderilmesi döneminde uygulanan afet kotası sistemi Millet Meclisi
tutanaklarına yansıyan tartışmalar üzerinden ele alınmaktadır. Karar alma
süreçlerine dair inceleme, kota uygulamasının afetler sonrası meydana gelen
maddi kayıpların giderilmesi gerekçesiyle hayata geçirildiğini ortaya
koymaktadır. Dönemin yönetim mantığına uygun olan bu uygulama ile, yapısal
meselelerin bireysel çabalarla giderilmesi hedeflenmiştir.
The journey of labour migration from Turkey to abroad
which has begun after the 1961 bilateral labour agreement with the Federal
Germany, had significant impacts on the country for many years and has become
an important topic for research.
However, it is interesting to notice that in the wealth of literature on
migration, a particular aspect has been relatively untapped: The labour
migration quota for people residing in areas with history of disasters or
environmental deterioration. In the period of 1965 to 1972, a quota of 15
percent was applied by the Turkish state to favor the populations of the
regions affected by disasters earthquake, flood, landslide and environmental
changes due to developmental projects during the anonymous worker transfer
programs. This study focuses on the issue of state-led international
environmental migration, which had received fairly limited space in the current
migration and environment literatures in Turkey. It analyzes the disaster quota
system through discussions reflected on the proceedings at the National
Assembly. The investigation of the decision-making processes illustrates that
the quota system has been implemented to overcome the financial damages that
occurred after disasters. It has been aimed at resolving structural issues
through individual efforts with this policy which shows accordance to the
management mindset of the era.
environmental migration labour migration environmental deterioriation disaster quota
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 6 Sayı: 15 |