Anadolu’nun manevi
mimarlarından Hacı Bayram-ı Veli Hz.lerinin çok katmanlı bir şiirinde
Ankara’nın kuruluşuna işaret vardır. Gerçekte tasavvufi bir remz olan şiirde
dil, insanın yaratılışını, iki cihan arasındaki konumunu, bir ayna olarak
yansıttığı güzellikleri anlatacak şekilde kullanılmıştır:
Çalabım bir şâr yaratmış iki
cihân âresinde
Bakıcak dîdâr görinür ol şârın
kenâresinde
Nâgihân ol şâra vardım ol şârı
yapılır gördüm
Ben dahi bile yapıldım taş u
toprak arasında
Evet, şiirde denildiği gibi, insan şehri yapar; fakat şehir de insanı
yapar.
boyutlu bir nitelik kazanır. Bu da bizi, şehrin; milleti/toplumu
yapmasına/şekillendirmesine götürür. Şehrin inşa edilişi ile şehrin insanı inşa
edişi aynı zamanda gerçekleşir. Böylece şehir hem özne hem nesne olur;
dönüştürürken dönüşür.
Şiirdeki şehir, kalp aynası olarak yorumlansa da insanın şekillendirdiği
mekân, içteki güzelliği dışa yansıttığı için git gide ilahi güzellikten bir
parça olur. O kadar ki şehrin doğal
güzelliğine eklenmiş insanî güzelliği ile o mekânı, cennete, cennetten bir
parçaya benzetiriz.
Medeniyetimizde; sadece tabiat güzelliği bakımından değil; huzur, sükûn,
rahatlık, refah seviyesi, güvenlik, kardeşlik, sevgi, kulluk neşvesi yaşattığı
için cennete benzettiğimiz çok şehrimiz oldu. Bu tür şehirleri çoğaltmak
dünyayı cennet haline getirmek olacaktı. Bunun cehdine de girildi. Diğer yandan
adı sanı lanetle anılan, yeryüzünden silinen “cehennem şehirler” de var ki
onların da tarihi insanlığın tarihi kadar eski.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap Eleştiri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 7 Sayı: 20 |