Mekân, insanların eylemleri, inanç dünyaları, sosyal ilişkileri gibi önemli sosyal ve kültürel kodlarıyla süslenerek inşa edilmektedir. Mekânlar sadece birer binadan veya taşlardan oluşan maddi varlıklar değildir, aynı zamanda toplumların kolektif bilincini taşıyan kültürel unsurları da barındırmaktadır. Özellikle bu manevi unsurları bünyesinde barındıran temel mekânlardan biri de evlerdir. Sosyo-mekânsal bir unsur olarak evler, her coğrafyanın ihtiyaç ve şartlarına göre şekillenmektedir. Her ne kadar şekilsel olarak değişse de hepsinin ortak özelliği, maddi veya manevi duygusallığın yoğun olarak yaşandığı mekânlar olmasıdır. Bu benzerlikler özellikle risk toplumunda daha belirgin bir biçimde görülmektedir. Her şeyden önce korku kültüründe veya risk toplumunda en güvenlikli mekânlar evler olmuştur. Fakat evler, hiçbir zaman toplumsal hayatta ve kamusal mekânlarda bireyleri tahakküm altına alan iktidar ilişkilerinden bağımsız bir okumaya tabi tutulamaz. Özellikle iktidarın söylem ve pratiklerle, hayatın her alana müdahalesi “ev” içerisindeki ilişkilere de yansımaktadır. Foucault’un analizinde olduğu gibi modern dönemde iktidar makro yapılarda olduğu kadar en basit ilişkilerde dahi bulunarak mikro yapılarda da varlığını sürdürmektedir. Bütün bunlardan hareketle yapılmak istenen bu çalışma ev ve iktidar ilişkilerini detaylı bir şekilde analiz etmeyi amaçlamaktadır ve özgün bir konu olması nedeniyle literatüre önemli bir katkı sunacağı düşünülmektedir.
The place is being built by decorating it with important social and cultural codes such as people's actions, belief worlds, social relations. In particular, one of the main places that contains these spiritual elements is houses. As a socio-spatial element, houses are shaped according to the needs and conditions of each geography. Although they change in form, the common feature of all of them is that they are places where material or spiritual sensuality is experienced intensively. These similarities are especially evident in the risk society. First of all, houses have been the safest places in a culture of fear or a risk society. But houses can never be subjected to a reading independent of the power relations that dominate individuals in social life and public spaces. In particular, the intervention of power in discourse and practices in all areas of life is also reflected in the relationships within the “home”. Based on all these, this study aims to analyze the relations between home and power in the risk society in detail and it is thought that it will make an important contribution to the literature because it is an original topic.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kent Sosyolojisi ve Toplum Çalışmaları, Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Ekim 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 26 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 19 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 16 Sayı: 45 |