Afetler hem yapılı çevrede hem de toplumsal ilişkilerde bozulmalara yol açan felaketlerdir. Bu sebeple kentlerin hem doğal hem de beşerî süreçlerin risklerini karşılayabilecek niteliğe sahip olması ya da bu riskleri karşılayabilecek biçimde yapılanması gerekmektedir. Çalışma kapsamında Türkiye’deki afet yönetim politikaları incelenerek, bu politikaların yerel yönetimlerdeki yansıması Antalya ili Kırcami bölgesi özelinde ele alınmıştır. Kırcami Bölgesi, 40 yıldır yapılaşma tartışmalarıyla birlikte, kent merkezinin ortasında kalan ve yapılaşma baskısı altında olan bir bölgedir. Çalışmanın amacı, böyle özel bir bölgede, 6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye'de meydana gelen depremler bölgede hissedilmiş olup,deprem felaketinden sonra afetlere ilişkin beklentilerin, yereldeki farklı aktörler tarafından nasıl şekillendiğini belirleyip, afet dirençli katılımcı bir plan oluşturmak için nelerin yapılması gerektiğini tartışmaktır. Bu kapsamda derinlemesine görüşmelerden oluşan nitel araştırma tasarımı ile kurgulanan çalışmada elde edilen veriler yorumsamacı analiz üzerinden değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda yerelde farklı aktörlerin afete ilişkin beklentilerinin arttığı saptanmış olup, gelecekte meydana gelebilecek afet riskleri karşısında farklı aktörlerin, afete dirençli bir kentsel değişim ve dönüşüm istedikleri, afetlere yönelik olarak daha katılımcı ve yerelden ölçeklenen kentsel politikalara ihtiyaç duyulduğu belirlenmiştir.
Disasters cause disruptions both in the built environment and in social relations. Cities therefore should be prepared for adapting the risks of both natural and human processes. Within the scope of the study, disaster resilience policies at the national level and the reflection of these policies at the local level were examined by taking a sensitive urban agriculture area in the urban center, namely Kırcami. Kırcami region is a region in the middle of the city center and has been under construction pressure for 40 years. The aim of this study is to find out how the expectations of different local actors are formed after a seismic event in such a particular region, where the seismic event of February 6, 2023 in Turkey was felt, and to discuss what is needed to create a participatory planning for disaster resilience. To do this, a qualitative research design was applied and the obtained data was evaluated through interpretivist analysis. As a result of the study, it is clearly found that the disaster resilient expectations are increased for different actors of the region and participative policies at the local level should be considered for disaster resilient urban planning.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kentleşme Politikaları, Kentsel Politika, Şehir ve Bölge Planlama |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 6 Ocak 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 3 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 2 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 16 Sayı: 46 |