Öz
Doğal afetler, toplumun sosyo-ekonomik faaliyetlerini önemli ölçüde aksatan, can
ve mal kayıplarına neden olan doğa olayları olarak da tanımlanabilir.Dünya genelinde
meydana gelen doğal afetlerin büyük bir kısmını meteorolojik afetler oluşturmaktadır.
Ülkemizde en sık görülen meteorolojik karakterli doğal afetler; dolu, sel, taşkın, don,
orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağış, şiddetli rüzgar, yıldırım, çığ, kar ve fırtınalardır.
Bu çalışmada, dolu, fırtına, sel ve orman yangınları gibi meteorolojik karakterli doğal
afetlerin uzun yıllar bazında gösterdiği değişimler incelenerek mevcut eğilimlerin varlığı
araştırılmıştır. Çalışmada ayrıca, sözkonusu doğal afetlerin mevsimsel ve bölgesel dağılımları
da ele alınmıştır.
Buna göre, 1940-2006 yılları esas alındığında meteorolojik karakterli doğal afetler açısından
yaklaşık 20 yılda bir tekrar eden 3 farklı artış dönemi ve yine 20 yılda bir tekrar
eden 3 farklı azalış dönemi kendini göstermektedir. 2000’li yıllardan itibaren doğal
afetlerin sayısında artış eğilimi olduğu bariz bir şekilde gözlenmiştir.
Sel olaylarının mevsimlik dağılımına bakıldığında ise, kış aylarında meydana gelen sellerin
büyük çoğunluğunun Ege ve Marmara Bölgeleri’nde olduğu görülürken, yaz aylarında
Karadeniz ve İç Anadolu Bölgeleri ön plana çıkmaktadır. Diğer taraftan dolu afeti
ele alındığında ise ülkemizde kış aylarında meydana gelen dolu olaylarının büyük bir
kısmının Akdeniz Bölgesi’nde meydana geldiği görülmekte ve bununla birlikte dolu olaylarının
yaz aylarında daha çok İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgeleri’ne kaydığı görülmektedir.
Sel olaylarının meydana gelme sayısına göre ise özellikle Antalya - İzmir
kıyı kuşağı ve Marmara Bölgesi’nin en yüksek değerlere sahip olduğu görülmektedir.
Ülkemizde meydana gelen orman yangınları alan ve sayı bakımından ele alındığında
ise, yangından etkilenen alanlarda bir azalma sözkonusu iken yangın sayılarında ciddî
bir artış olduğu görülmektedir. Diğer taraftan kuraklığa maruz kalan alanların uzun yıllar
değişimleri incelendiğinde ise özellikle 1955-1960, 1972-1977 ve 1990-1995 yılları arasında
kuraklıktan etkilenen alanlarda bir genişleme olduğu ve artış eğilimlerinin 2000
yılından itibaren hızlandığı görülmektedir.