Günümüz Nijerya topraklarında 18. yüzyılda yetişmiş önemli bir ıslahatçı, davetçi ve sufi olan Osman b. Fûdî’nin (ö. 1232/1817) öne çıkan yönü, kendi döneminde ortaya çıkan bid´atlara karşı verdiği mücadelesi olmuştur. Bu mücadele kapsamında kaleme aldığı İhyâu’s-Sunne ve ihmâdu’l-bid´a adlı eseri ile Sünnet çizgisinden uzaklaştığını düşündüğü topluma karşı, ilim ehli olarak vazifesini yerine getirmeye çalışmıştır. Bu çalışmada müellifin eserinin tenkitli takdimi yapılmıştır. Müellifin konu çerçevesinde oluşmuş literatüre hâkim olduğu ve eserde sıklıkla önceki çalışmalara atıfta bulunulduğu görülmüştür. Ön sözde, dini bir uygulamanın bid´at olup olmadığı hususunda karar verici ve müdahale merciin avam değil âlimler olması gerektiğine vurgu yapmış ve bid´atlarla mücadelenin toplumsal bir kargaşaya sebebiyet vermemesine özen göstermiştir. İhtilaflı konularda bid´at yaftalamasından uzak durulması gerektiğine dair uyarıda bulunmuş fakat eserin ilerleyen safhalarında pek çok ihtilaflı konuda mekruh bid´at hükmünde bulunmaktan da geri kalmamıştır. Bu açıdan eserde kimi zaman çelişkili durumlar söz konusu olmuştur. Müellif, dini bir motif giymiş kimi uygulamaların İslam toplumu için uzun vadede ne tür zararlı sonuçlar doğurabileceğine dair değerlendirmelerde bulunmuştur. Çalışmada bu kabilden yorumlar üzerinde özellikle durulmuş ve eserin günümüz İslam toplumlarına verebileceği bid´at karşıtı duruş bilinci berraklaştırılmaya çalışılmıştır.
ʿUt̲h̲mān b. Fūdī an important reformer, preacher and sufi who grew up in the territory of present-day Nigeria in the 18th century. Fūdī's prominent aspect was his struggle against the innovations that emerged in his time. With his work Ihyā al-Sunna and Ihmād al-bidaʿ which he wrote within the scope of this struggle, he tried to fulfill his duty as a scholar towards the society that he thought of them had moved away from the prophet's sunnah. In this study, a critical presentation of the author's work has been made, at least partially. It has been seen that the author has mastered the literature formed within the framework of the subject and references to previous studies are often made in the work. In the foreword, he emphasized that the decision maker and the intervening authority on whether a religious practice is a bidʿa should be scholars, not the common people. He was afraid that the struggle with bidʿas would cause a social turmoil. He warned that the labeling of bidʿa should be avoided in controversial matters, but in the later stages of the work, he did not hesitate to consider makrūh bidʿa on many controversial issues. From this point of view, there were sometimes contradictory situations in the work. The author has made evaluations about what kind of harmful consequences some practices dressed in a religious motif may have for the Islamic society in the long run. In the study, such interpretations were especially emphasized and the awareness of the anti-bidʿa stance that the work could give to today's Islamic societies was tried to be clarified.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 2 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 3 Sayı: 1 |
idrak, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.