Modern sonrası dönemde, tasavvuf/irfân geleneğinin ele alınarak bugünün sosyal ve siyasal
hareketlerine etkisini konu alan araştırmalar yeni ve yetersizdir. Günümüzde gelişme eğilimindeki
aşırılık (tatarruf) temayülleri karşısında tasavvufun dengeleyen vasat rolünün incelenmesi, ilim
çevrelerinde öncelikli konulardan addedilmektedir. İslam maneviyâtının sembol kavramları olarak
Tasavvuf/İrfan, daha çok Horasan ekolünün etkisiyle şekillendiği halde, tarihsel süreçte ve tatarrufî
saiklerin etkisiyle iki farklı gelenek gibi algılanabilmektedir. Oysa bu kavramlar, Hicrî ikinci yüzyıldan itibaren şekillenmeye başlamış ve Kerbelâ sonrası serhad bölgelere göçe zorlanan Ehlibeyt
âlimlerinin etkisinde teorik ve sistematik biçimini almıştır. Bu nedenle ilk mutasavvıfların ortaya
çıkışında, selef ve ehlibeyt ulemâsının etkin ve belirleyici olduğu söylenebilir. Nitekim, hemen bütün silsilelerde yeralan Ma’rûf-i Kerhî (ö. 200), İmam Rızâ (ö. 203)’nın öğrencisi ve müridi, Zünnûni Mısrî (ö. 245) ise İmam Cafer-i Sadık (ö. 148)’ın öğrencisi Cabir b. Hayyan (ö. 193)’ın talebesidir.
Bu çalışma, İslami eğilimlerin ayrışma potansiyeline dikkat çekip, zühd temelli eğilimlerin gerçekte
aynı kökten beslendiklerini, bilimsel yöntemle tespit etmekte ve Tasavvufî İslâm Birliği’nin imkânlarına odaklanmaktadır.
Tasavvuf ve irfân Ehl-i Beyt Turaniyan-İraniyan 3T eğilimleri yeni düzen
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Mart 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 5 Sayı: 1 - Cilt: 5 Sayı: 1 |