İslâm hukuku açısında evlilik kurumu, bir akit olmasının yanı sıra insan neslinin sağlıklı
olarak devamına vesile olan, Kur’an’ın tanımıyla insanın huzur ve sükûn bulacağı bir
müessesedir. Hiç şüphesiz bu müessesenin ayakta durması büyük oranda evli tarafların
uyumlu bir şekilde yaşayabilmelerine bağlıdır. Evlilik birliğinin bozulması, hoş
görülmemekle birlikte tarafların arasında genelde uyumsuzluk baş gösterip evlilik
çekilmez hale geldiği zaman başvurulan son çaredir. Bu birliğin bozulması halinde
tarafların birbirlerine karşı hak ve sorumlulukları bir müddet daha devam eder. Bu hak
ve sorumluluklar tarafların rızasıyla ya da hak sahibinin feragat etmesiyle ortadan
kalkacağı için kul hakkıdır. Devam eden hak ve sorumlulukların başında bazı
durumlarda erkekler de dahil olmak üzere her ikisinin bazı durumlarda da sadece
kadının beklemesi gereken iddet süresi ile bu süre içerisinde kadına verilmesi gereken
nafaka gelmektedir.
Evlilik birliğinin devam ettiği sürede ki nafakanın hangi hallerde farz hangi hallerde ise
sâkıt olduğu ayrı bir çalışma konusudur. Biz bu çalışmada sebebi ne olursa olsun
nihayete eren evlilik birliğinde boşama çeşitlerini, iddet bekleyecek erkek veya kadının
bekleyeceği süreyi ve helal ve harama direk etkisi olması hasebiyle iddet süresi ve
sonrasındaki nafakanın fıkhî yönü inceleyeceğiz. Özellikle erkeklerin de iddet beklediği
durumların olduğunu iddet sonrasındaki nafakanın hükmünü tespit etmeye çalışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 1 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 2 Sayı: 2 |