İnsanlık tarihine eşine az rastlanır bir başarı hikâyesi sunan Osmanlı, bu hikâyesinin kurgusunu ise ilmiye sınıfına yazdırmıştır. İlmiyenin böyle bir mesuliyet ile kurumsal bir tarzda ön plana çıkmasını temin edenler ise Osmanlı’nın selefleri olan Selçuklular olmuştur. Selçukluların kendi siyasal meşruiyetlerini koordine etme merakı ile medreselere dolayısıyla bu kurum mensupları olan ilmiye sınıfına yükledikleri mesuliyet bilinci, XIV. yüzyıl evvelinde yaşanan siyasal ve sosyal travmaların da etkisiyle Osmanlılar tarafından yeniden ihya edilmiştir. Osmanlı Devleti, ilmiye sınıfına sistematik bir örgütlenme biçimi kazandırarak bu kurumun en önemli ayaklarını teşkil eden ifta faktörü üzerinden siyasi ve içtimai hafızayı ve kaza organıyla da zikredilen alanlardaki hareketi koordine etmiştir. Osmanlılar, ilmiye sınıfına yükledikleri bu tür mükellefiyetlerle kendi siyasal sabite ve parametrelerine karşı oluşabilecek herhangi bir muhalefeti dizginlemeyi amaçlamışlardır. Böyle bir amaca matuf mesuliyetin müşahhas formatta sergilendiği dönemlerden biri de Nizam-ı Cedid ismi ile müsemma III. Selim saltanatı olmuştur.
The Ottoman Empire presents a success story that is rarely the case with human history, and the fiction of this story is written in the Muslim scholars. The Seljuks, who were the predecessors of the Ottoman State, gained an institutional identity in the class of the Muslim scholars. With the curiosity of the Seljuks to coordinate their own political legitimacy, the responsibility of the madrasa and the members of these institutions to the class of the Muslim scholars, The Ottomans had been rehabilitated by the influence of the political and social traumas that occurred in the 14th century. The Ottoman Empire regulated political and social memory through the fatwa factor which constitutes the most important legs of this institution by giving a systematic organization form to the class of the science. The members of this institution coordinated the areas mentioned on the judging factor. The Ottomans aimed not to restrain any opposition to their political constants and parameters with such obligations which they have charged in the class of scholars. One of the periods in which such an adhering responsibility is exhibited in a concrete format is known as New Order name III. Selim was a sultanate.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 17 |