Osmanlı mimarisinde XIX. yüzyılın sonlarından itibaren Batı sanat geleneklerinin etkin olduğu ve Osmanlı kimliğini yansıtan unsurların giderek zayıfladığı bir sanat anlayışı başlamıştır. Osmanlı mimarisini içinde bulunduğu bu çıkmazdan kurtararak kendi öz kimliğine tekrar kavuşturmayı amaçlayan Birinci ve İkinci Milli Mimarlık Hareketleri ile bir mimari değişim başlamış, bu değişim bütün Anadolu’da olduğu gibi Erciş'i de etkilemiştir. Van Gölü Havzası’nın önemli kültür ve sanat merkezlerinden birisi olan ve üç bin yıllık bir geçmişe sahip olan Erciş’te XX. yüzyılın başlarından itibaren bu anlayış doğrultusunda başta kamu binaları olmak üzere birçok sivil mimarlık yapısı inşa edilmiştir. Bir deprem bölgesinde bulunduğu için büyük yıkımlar yaşayan ilçede bu mimari anlayışa sahip sadece dört yapı günümüze ulaşabilmiştir. 23 Ekim 2011 depremi sırasında zarar gören bu yapılar kentsel estetiğe katkılarının yanı sıra erken Cumhuriyet döneminin sosyal, ekonomik ve kültürel faaliyetlerini yansıtan birer tarihi belge niteliğindedir. Bölge insanı için anı ve sembol değeri olan bu yapıların korunarak gelecek nesillere ulaştırılması sağlanmalıdır.
In the Ottoman architecture since the late XIX. century, a concept of art was started in which Western art traditions were effective and the elements reflecting Ottoman identity gradually weakened. An architectural change has begun with the First and Second National Architecture Movements aimed at rescuing the Ottoman architecture from its predicament and reintroducing it to its own identity, and this change has affected Erciş as well as all Anatolia. One of the important cultural and art centers of the Van Lake Basin, Ercis has a history of three thousand years. Since the beginning of the 20th century, many civil architecture structures, especially public buildings, were built in accordance with this understanding. As it is located in an earthquake zone, only four buildings with this architectural understanding have survived to the present day. These buildings, which were damaged during the earthquake of 23 October 2011, are historical documents reflecting the social, economic and cultural activities of the early Republican period as well as their contributions to urban aesthetics. For the people of the region, it should be ensured that these structures with commemorative and symbolic value are preserved and delivered to future generations.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 20 |