Öz
Amaç: Bu çalışmada COVID-19 pandemisinin hemşirelik öğrencilerinin kaygı düzeyleri üzerine etkisini incelemek amaçlanmıştır.
Yöntem: Araştırma, tanımlayıcı, korelasyonel ve kesitsel araştırma tasarımda yürütülmüş ve Nisan-Mayıs 2020 tarihleri arasında tamamlanmıştır. Araştırmada veriler “Sosyodemografik ve COVID-19 Pandemi Bilgi ve Tutum Formu” ve “Durumluk ve Sürekli Kaygı Envanteri” ile toplandı. Araştırma verileri internet ortamında Google anket formu şeklinde düzenlenerek mail adreslerine gönderildi. Öğrenciler anket formunu doldurduktan sonra araştırmacıların mail adreslerine tekrar geri gönderdi. Çalışmanın yürütülebilmesi için Sağlık Bakanlığı Bilimsel Araştırmalar Kurulu’ndan ve Etik Kurul’dan izin alındı.
Bulgular: Öğrencilerin yaş ortalaması 22,61±1,70 yıl idi. Koronavirüs hakkındaki bilgi düzeyleri arttıkça, sürekli kaygı düzeylerinin de arttığı (p=0,004), koronavirüs bulaşmasını önlemek için etkili el yıkama düzeyini yeterli buldukça sürekli kaygı düzeylerinin azaldığı saptandı (p=0,040). Koronavirüsün bulaşması hakkındaki endişe düzeyleri arttıkça, hem durumluluk hem de sürekli kaygı puanlarının arttığı (p<0,05), aile bireylerine bulaşması hakkındaki endişeleri arttıkça, durumluluk kaygı düzeylerinin arttığı görüldü (p=0,005).
Sonuç: COVID-19 pandemisinin hemşirelik öğrencilerinin kaygısını artırdığı belirlendi. Sağlık profesyoneli olacak hemşirelik öğrencilerine, COVID-19 ilişkili kaygılarına yönelik bilgi, tutumlarını ve başa çıkmada kullandıkları baş etme yöntemlerini geliştirmeye yardımcı olmak için eğitim verilmesinin iyi bir yöntem olacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, derslerde veya bağımsız seminer, konferans gibi bilimsel etkinliklerde COVID-19 ilişkili eğitimlerin sunulması, öğrencilerin duyguları ve düşünceleri hakkında konuşmaya cesaretlendirilmesi, danışmanlık hizmetlerinin verilmesi ve konunun olgu tartışmaları ile somutlaştırılması gerektiği düşünülmektedir.