31 Temmuz 1959’da başlayan Türkiye-AB ilişkileri, 12 Eylül 1963’te imzalanan Ankara Anlaşması ile hukuki bir boyut kazanmıştır. Ankara Anlaşması’ndan sonra özellikle 1990’lardan itibaren yeni kavramlar ortaya atılmaya başlanmıştır. Örneğin, AB tarafından Türkiye için ileri sürülen “Ayrıcalıklı Ortaklık” ya da “Stratejik Ortaklık” gibi bazı kavramlar 1990’larda ortaya atılmıştır. 2000’lerin başında ise Türkiye’nin AB’ye tam üye olmasını istemeyen Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya gibi bazı AB üyesi ülkelerdeki merkez ve aşırı sağ gruplar tarafından “İmtiyazlı Ortaklık” adında bir seçenek ortaya atılmıştır. Tam üyelik dışı bir model olarak ortaya atılan bu seçenekle, Türkiye’nin AB karar-alma mekanizmalarına dahil olmadan daha yoğun ve sıkı bir işbirliği tesis edilmesi öngörülmektedir. Söz konusu gruplarca bu seçenek ortaya atılırken, devletlerin iç politikasına, hükümetlerin tutumuna, hükümet dışı yapıların etkisine ve kamuoyunun tutumuna göre hareket edilmekte ve Avrupa bütünleşmesi yönlendirilmek istenmektedir. İçeriği muğlak olan, hukuki bakımdan belirsizlikler içeren “İmtiyazlı Ortaklık” seçeneğine Avrupa Komisyonu ve Türk hükümetleri karşı çıkmaktadır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Ağustos 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 3 Sayı: 5 |