Fotoğrafın
icadıyla birlikte, fotoğraf-resim yakınlaşması artmış; fotoğraf az ya da çok,
sanatçıların eserlerine farklı amaçlarla ve de farklı şekillerle dahil olmayı
başarmıştır. Tekniğin sağladığı kolaylıkların da
etkisiyle sanatçıların kendilerini daha özgür hissetmesi gibi nedenlerle
eserlerinde fotoğraf kullanan sanatçı sayısında artış görülmektedir.
Fotoğrafın
çalışmalarında önemli yer tuttuğu sanatçılardan biri olan Gerhard Richter, hem
figüratif hem de soyut resmin dilini aynı anda kullanan bir sanatçıdır. İki
farklı biçemi birlikte kullanan sanatçının ilk resimlerin kaynağı olan
fotoğrafların çoğu, siyah beyaz gösterişsiz ve rastgele bulunmuş izlenimini
uyandıran karelerdir.1964 yılında yapmaya başladığı bu resimler, amatör aile
fotoğrafları veya sıradan nesneler olabilmekteydi.
Zaman zaman dijital baskı teknolojileri ile üretilen eserlerin
üzerine klasik anlayışta müdahale eden
Richter,
resimlerinde başarmak istediği şeyi; yaşayan ve canlı kalabilen bir biçemde, en
farklı ve en karşıt elemanları, mümkün olan en geniş özgürlük alanında bir
araya getirmek olarak ifade etmektedir.
Fotoğrafı taklit etmediğini, fotoğraf ürettiğini belirten sanatçı,
bir yanılsama tekniğini kullanmadığını ve resimlerinin yarattığı etkinin de yanılsama
olmadığını savunmaktadır.
Tüm bu yaklaşımlar Richter’in resimlerini görsel birer alıntı olmanın çok
ötesine taşımaktadır.
Bu
araştırmada amaç; fotoğrafın resim sanatındaki
kullanımına dair örneklerini, Gerhard
Richter’in eserleri üzerinden araştırılmasıdır.
Genel tarama modelinin esas alındığı araştırmada, nitel araştırma
yöntem ve teknikleri kullanılmıştır. Nitel verileri elde edebilmek için araştırma
sürecinde ise doküman incelemesi yöntemi
kullanılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |
https://dergipark.org.tr/tr/pub/ijca