Derleme
BibTex RIS Kaynak Göster

Dürtülerin Kentsel Mekan Algısına Etkileri

Yıl 2021, Cilt: 6 Sayı: 1, 84 - 94, 30.03.2021

Öz

Kentler, mevcut dünyada içine doğulan ve yaşanılan bir ekosistemin fiziksel bir karşılığı olarak deneyimlediğimiz çok katmanlı bir bünyeye sahiptir. Kentsel mekanın sürdürülebilirliği ise ancak içinde yaşan ya da onu deneyimleyen kişilerin davranışları aracılığıyla mümkündür. Bu durumda bahsi geçen davranışları oluşturan denetleyen ya da yönlendiren durumların neler olduğunu analiz etmek önem kazanmaktadır. Bu davranışların 21yy pratiklerinde çeşitli erkler tarafından üretildiği dünya örneklerinde gözlemlenmektedir. Bir şarkı bir reklam ya da inşai faaliyet algı yönetimi aracılığıyla davranış psikolojisini etkiler niteliktedir. Bu durum toplumsal davranışı da yönlendirmektedir. Dolayısıyla bu davranışların dürtülerine odaklanmanın mekansal algıyı zengileştirebilir, daha yaşanılır, ekolojik dengeleri sağlar ve kişiler arası etkileşimi iyileştirir bir potansiyeli bulunmaktadır. Makale bu potansiyele odaklanarak önce mekansal algıya daha sonrada bu algıyı oluşturabilecek dürtülere odaklanılmaktadır.
Mekan bedenin gerçekleştirdiği eylemlere ve bu eylemi gerçekleştirmek üzere bedenin hareketine ortam sağlamaktadır. Bu yönüyle sadece imgesi aracılığıyla değil bütüncül olarak çok yönlü bir etkileşimin de ortamıdır. Böylece bir mekanda eylemin gerçekleşmesi esnasında bedendeki karşılıkları üzerine düşünmek psikoloji, sosyoloji gibi alanların da işi olmaktadır. Ancak 21 yy dinamikleri mekanın-beden eylem ilişkisinin tüm bu disiplinler dışında ekonomi, iktisat , reklam, bilişim gibi alanlar tarafından aktif olarak incelendiğini göstermektedir. Bu durumun en güncel örneği Richard Thaler’in çalışmalarıdır. Thaler "Dürtme Teorisi" veya "Seçim Mimarisi" olarak adlandırılan teorileri ortaya atmış ve 2017 yılında ekonomi alanında Nobel Ödülü'nü kazanmıştır. O’na göre İnsanların, içine doğduğu mevcut dünyayı algılama biçimi önyargılıdır. Dolayısıyla eylemler üzerinde zaman zaman rasyonel olmayan herhangi bir şeyi yapmak mümkündür. Thaler ve diğer davranışsal iktisatçılar, insanların sezgiye dayalı ve bilinç dışında önyargılar ile hareket ederek ve psikolojik yanılsamalar tarafından yönlendirilen kararlar alabildiğini ortaya koymaktadır. Buna göre dürtüleri harekete geçiren bir seçim mimarı insanların eylemler hakkında karar verdiği bağlamı organize etmektedir. Bu noktada eylemlerin tasarlanması aşamasında algıdan önce dürtüler kullanılabilmektedir. Thaler, “dürtüleri” - seçimleri kısıtlamadan yönlendiren ince müdahaleler olarak yorumlamaktadır. Bu durum dürtmelerin zorunlu olmamasından kaynaklanmaktadır. Thaler’e abur cuburun yasaklanmasından ziyade Meyveyi göz hizasına koymanın bir baskı olamayan bir dürtüye dönüşeceğinden bahsetmektedir.
Dürtü teorisini mekan üzerinden tartışılması ise güncel bir yaklaşımdır. Disiplinler arası bir paydaşlık üzerine kurulu yeni mimari yaklaşımlar düşünüldüğünde mekan tasarımı sadece tasarımcının erkinde değildir. Sosyal psikoloji araştırmalarına göre insan davranışları gözlemlendiğinde dürtüler birincildir. Algı ise ikincil olmaktadır. Ancak mekanı tasarlayan kişinin beden-mekan-eylem ilişkisini hali hazırda bir bağlamsal veri olarak tartışarak tasarıma yansıtmış olması beklenmektedir. Dolayısıyla mekanın deneyimleyicisi için önceden organize edilmiş davranışlara uyumu beklenmektedir. Özellikle insanın sezgiye dayalı ve bilinç dışı davranışlar sergilemesi bu tür mekansal organizyonlar için mümkün değildir.
Bu durumlar en çok kentsel kamusal alanlarda gözlemlenebilmektedir. Bir kamusal mekan tasarımcının, şehir ve bölge plancısının, yerel erklerin ya da toplumsal baskının yönlendirmesi sonucu ortaya çıkabilir. Bu ortam deneyimleyen kişiye öncelikli bir davranış dizgesi sunacaktır Tüm bu paydaşlar için incelikli bir davranış analizi elde edilmediği takdirde ise bedenin eylemsel olarak biricikliği ikinci planda kalmaktadır. Çünkü mekan içerisindeki tüm eylemler için davranışsal kodlar önceden oluşturulmuş olur. Bu kodlar içinde gelişen yaşamsal deneyim birer reflekse dönüşerek o yere ait bir bilişsel veriye dönüşmektedir. Kentin mekansal öğeleri aracılığıyla kent belleğinin, sosyo-kültürel dokusunun, üretim tüketim ilişkilerinin ve bunların nesnel karşılıklarının algılanması ve tanıdık yerler üzerinden bir zihin haritası üretilmesi kaçınılmazdır. Dolayısıyla kentin fiziksel yapısı bireysel ya da toplumsal algıyı üretmesinin dışında nesiller arası aktarılan bir algısal hafızaya da dönüşebilmektedir. Mekansal kodların eylemleri aynılaştırması ise kolektif bir hafızayı yersiz bırakabilme tehlikesine sahiptir. Bu ilişkilerin tartışmaya açılması bugünün ve geleceğin fiziksel ortamlarını tasarlayan kişiler için bir bağlamsal veri oluşturabilir. Bu bağlamsal veri aracılığıyla tasarlanan mekanların davranış psikolojisini yönlendirebileceği düşünülmektedir. Bunun sürdürülebilir bir gelecek fikrinin oluşması ve uygulanması noktasında önemli bir adım olacağı düşünülmektedir.

Kaynakça

  • Craig, A.,(2007), The Bedolina Map – an Exploratory Network Analysis CAA 2007 - Layers of Perception. Proceedings of the 35th International Conference on Computer Applications and Quantitative Methods in Archaeology (CAA), Berlin, Germany, April 2–6
  • Gehl, J. (1987). Life Between Buildings: Using Public Space, Van Nostrand Reinhold Company, New York.
  • Hansen,P.G., (2014). Nudge and Libertarian Paternalism: Does the hand fit the glove? Copenhagen:Roskilde University
  • Hande Asar, (2013), “Mimari Mekân Okumasında Algısal Deneyim Analizinin Bir Yöntem Yardımıyla İrdelenmesi”, YL Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
  • Hill, MG., (2015). Aklımın Aklı: Psikoloji, Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık
  • Kınağ, M. (2018), "George Herbert Mead'ın Eylem Kuramı", Bozok Üniversitesi İ.F. Dergisi 14 / 14 Sayı:Aralık 2018, S: 363-390
  • Lynch, K, (1960). The Image of the City, Cambridge MA: MIT Press
  • Montagu, A.,(1986). Touching: The Human Significance of the Skin, Harper&Row, New York. USA
  • Norberg-Schulz, C., (1968). Intentions in Architecture, USA:MIT Press

The Effect Of Nudges On Perception Of The Urban Space

Yıl 2021, Cilt: 6 Sayı: 1, 84 - 94, 30.03.2021

Öz

 Cities have a multi-layered structure where we born and experience as a physical equivalent of the ecosystem. The sustainability of urban space is possible with behaviors of individuals who live in it or who experience it. Thus, it is important to analyze the situations that create, control or direct the aforementioned behaviors. It is observed in examples around the world that these behavioral practices have been created by varying authorities in 21st-century, also directs social behavior. Therefore, focusing on the impulses of these behaviors has the potential of enriching spatial perception, providing a more livable environment, creating ecological balances and improving interpersonal interaction.

The plan of a public space can be shaped as a result of its designer, city and regional planner, local powers or social pressure. This environment will provide the experiencing person a primary behavior system. The actional uniqueness of the body stays in the background if a detailed behavioral analysis is not obtained for all these shareholders. Because the behavioral codes for all actions in the space have previously been created. A life experience that developed within these codes turns into a reflex and cognitive data that belong to that place. It is inevitable to perceive the city’s memory, sociocultural structure, production-consumption relations, and objective correlatives of these through the spatial elements of the city and to produce a mind map on familiar places.
Therefore, the physical structure of the city can also turn into a perceptive memory that is passed down from generations in addition to producing personal or social perception. The fact that spatial codes making actions similar has the danger of leaving the collective memory without a place. Bringing these relations into question might produce contextual data for individuals who design the current and future physical environments. It is considered that spaces that are designed through these contextual data will be able to direct behavior psychology. This will be an important step in the formation of a sustainable future idea and its implementation. The article first mentions spatial perception by focusing on this potential and then mentions the nudges that may form this perception.

Kaynakça

  • Craig, A.,(2007), The Bedolina Map – an Exploratory Network Analysis CAA 2007 - Layers of Perception. Proceedings of the 35th International Conference on Computer Applications and Quantitative Methods in Archaeology (CAA), Berlin, Germany, April 2–6
  • Gehl, J. (1987). Life Between Buildings: Using Public Space, Van Nostrand Reinhold Company, New York.
  • Hansen,P.G., (2014). Nudge and Libertarian Paternalism: Does the hand fit the glove? Copenhagen:Roskilde University
  • Hande Asar, (2013), “Mimari Mekân Okumasında Algısal Deneyim Analizinin Bir Yöntem Yardımıyla İrdelenmesi”, YL Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
  • Hill, MG., (2015). Aklımın Aklı: Psikoloji, Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık
  • Kınağ, M. (2018), "George Herbert Mead'ın Eylem Kuramı", Bozok Üniversitesi İ.F. Dergisi 14 / 14 Sayı:Aralık 2018, S: 363-390
  • Lynch, K, (1960). The Image of the City, Cambridge MA: MIT Press
  • Montagu, A.,(1986). Touching: The Human Significance of the Skin, Harper&Row, New York. USA
  • Norberg-Schulz, C., (1968). Intentions in Architecture, USA:MIT Press
Toplam 9 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil Türkçe
Bölüm Derlemeler
Yazarlar

Gülhis Duygun Gürkıvrak 0000-0002-1448-4937

Yayımlanma Tarihi 30 Mart 2021
Gönderilme Tarihi 4 Aralık 2020
Kabul Tarihi 23 Şubat 2021
Yayımlandığı Sayı Yıl 2021 Cilt: 6 Sayı: 1

Kaynak Göster

APA Duygun Gürkıvrak, G. (2021). Dürtülerin Kentsel Mekan Algısına Etkileri. Uluslararası İnsan Ve Sanat Araştırmaları Dergisi, 6(1), 84-94.

logo.svg    doi.png      88x31.png    ith-logo.png  a94bbc48292e3b6e54b776e608d10ad5cb_turnitin-login-page-logo-2022.png  İjhar.png
Uluslararası İnsan ve Sanat Araştırmaları Dergisi IJHAR, Türk Patent ve Marka Kurumu'nun 71248886-2020/24446 / E.2020-OE-458377 sayılı kararı ile tescillenmiştir.