Türküler; sözlü gelenekle birlikte günümüze ulaşan, ortaya çıktığı toplumun yaşayış şeklini, gelenek göreneklerini, coğrafyasını yansıtan milletlerin ezgili sesleridir. Türkü icracısı duygularını türküsüyle ifade etmektedir. Zamanla türküler anonimleşerek o toplumun ortak malı haline gelmektedir. Farklı bölgelerin ruhu, o bölgeden doğan türkülerle keşfedilmektedir. Araştırmada Çapraz ve Aksoy’un (2018) Kayseri’den derledikleri türkülerin bulunduğu “Kayseri Türküleri ve Oyun Havaları” kitabında yer alan iki yüz elli türküdeki coğrafi unsurların neler olduğu ve bu unsurların türkünün bağlamına göre anlamsal çağrışımları incelenmiştir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi modeline başvurulmuştur. Veriler, içerik analiziyle analiz edilmiştir. Kayseri’den derlenen türkülerde otuz üç dağ, yedi yayla, dört ova, on dere, on bir pınar, dört kaya, altı göl coğrafi unsuruna rastlanmıştır. Dağ, yayla, dere, pınar, kaya unsurlarının türküde farklı anlamsal çağrışımlara sahip olduğu, göl unsurunun türkünün bağlamında anlamsal çağrışımının temel anlamı dışında bir etkiye sahip olmadığı tespit edilmiştir. İncelenen türkülerde en fazla dağ, en az kaya ve ova coğrafi unsurlarıyla karşılaşılmıştır. Dağ türkülerde en fazla “ayrılık, gurbet, yücelik” anlamsal çağrışımlarıyla özdeşleşmiştir. Kaya “ayrı kalınan insanı çağrıştırma, heybet, ayrılık, mesafe, yaşanılan coğrafya tasviri” anlam çağrışımlarıyla, pınar en fazla “buluşma noktası” anlam çağrışımıyla, dereler de en fazla “buluşma noktası, kavuşma, sevgiliye ulaşma yolu” anlamsal çağrışımıyla, yayla, “vuslat, sevgiliye kavuşma yolu, yerleşim alanı, gurbet, birleştirici” anlamsal çağrışımlarıyla türkülerde yer almıştır. Yayla, aynı zamanda incelenen türküler için ritmik bir ögedir. Ova ise türkülerde “kolaylık, ulaşılabilirlik, yaşam alanı, kavuşma, topluluk” anlamsal çağrışımlarına sahiptir.
Doküman incelemesi olduğu için herhangi bir etik kurul iznine gerek görülmemiştir.
Sempozyum bildirilerimize yayın olanağı sunduğunuz için teşekkür ederim.
Folk songs are the melodious voices of nations that have reached the present day with oral tradition, reflecting the way of life, traditions, customs and geography of the society in which they emerged. The folk song performer expresses his feelings with his folk song. Over time, folk songs become anonymous and become the common property of that society. The spirit of different regions is discovered through folk songs born from that region. This study examined the geographical elements in two hundred and fifty folk songs from the book "Kayseri Folk Songs and Game Airs". These songs were compiled by Çapraz and Aksoy (2018) from Kayseri. The semantic connotations of these elements were also analysed according to the context of the folk song. The document analysis model, one of the qualitative research methods, was used in the study. The data were analysed by content analysis. A total of 33 mountains, seven plateaus, four plains, ten streams, 11 springs, four rocks and six lakes were identified in the folk songs collected from Kayseri. It was found that the semantic connotations of the mountain, plateau, stream, spring, rock and lake elements differed in the context of the folk songs. However, the lake element did not have any additional semantic connotations beyond its basic meaning. In the analysed folk songs, the geographical elements of mountain, rock and plain were encountered with the greatest frequency. The mountain is most commonly associated with the semantic connotations of "separation, expatriation, sublimity" in folk songs. Rock is associated with the semantic connotations of "evoking the separated person, majesty, separation, distance, depiction of geography", spring is associated with the semantic connotation of "meeting point", streams are associated with the semantic connotation of "meeting point, reunion, way to reach the lover", and plateau is associated with the semantic connotations of "vuslat, way to meet the lover, settlement area, expatriation, unifier". Furthermore, the plateau is also a rhythmic element in the analysed folk songs. In contrast, the plain has the semantic connotations of "convenience, accessibility, living space, reunion, community" in folk songs.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 18 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 23 |
Uluslararası Beşeri Bilimler ve Eğitim Dergisi
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır.