Demir (hematit) cevherli topraklardan elde edilen aşı boyası kırmızısı, renkler arasında insanlık
tarihi kadar eski ilk simgedir. Paleolitik Dönem avcı göçerlerde, Neolitik Dönem tarımcılarında ve
Mezolitik Dönemde büyü ritüellerinin en önemli parçasıdır. Din mitolojilerinde en başat öge olan
yeniden-doğum arketipi ile ilişkilidir. Kırmızının ışık ile moral bağıntısı 19. yüzyıl Romantik renk
simgeciliğinde yer alır. Kökleri Ortaçağ’a ve Paganizme, Mısır, Çin ve Hint mitoslarına geri gider
(Portal, 1845, s.4,8).
Günümüz sanatının doğaya, bedene, toprağa duyarlı performans ve arazi sanatçıları kan ve toprağı
yeniden yoğun duyarlılık malzemesi yapmaktadırlar. Sanatın yaşamsal bağından kopmuşluğu
insanlığı yeniden dünya, toprak ve bedenle ilgili anlam bağını oluşturmaya yöneltmiştir. Sanayi
sonrası kapitalist düzen içerisinde onun eleştirisi olarak ortaya çıkan yeni sanatın primitif ile
yakınlaşması, Carl Jung’un (1875-1961) ortak-bilinçdışı teoremindeki mitsel olanın evrenselliği
fikrini doğrular görünmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 3 |